Büyük İskender Makedonya’nın Pella adlı şehrinde M.Ö. 356 yılında doğdu. Babası Kral II. Filip’in dördüncü eşi olan Olympias’tan doğan oğluydu. İskender’e “Büyük” sıfatının atfedilmesinin nedeni, stratejik askeri hamleleri ve liderlik vasfı nedeniyledir. İskender, babası Kral Filip’in ölümünden sonra, kendisine karşı olan muhalefeti ortadan kaldırır ve Antik Yunanistan‘da siyasi birliği sağlar.
Büyük İskender’in en büyük askeri başarılarından birisi, dünyaca ünlü bir askeri seferin sonunda Pers İmparatorluğu’nu (Ahameniş İmparatorluğu) fethetmesidir. İskender bununla yetinmemiş ve Doğu seferine çıkarak Hindistan’a kadar ilerlemiştir.
Genç İmparator öldüğünde, İskender İmparatorluğu’nun sınırları 5.2 milyon kilometrekare ile inanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Bundan daha önemlisi, İskender Batı ve Doğu kültürlerinin kaynaşmasına ve Avrupa ile Asya arasında ticaretin gelişmesine vesile oldu.
Büyük İskender Hayatı ve Savaşları
Tarihin en önemli askeri dehalarından ve fatihlerinden biri olan Büyük İskender’in savaşlarını bu yazıda kısa ve özet olarak bulabilirsiniz. Dilerseniz şimdi Büyük İskender kısaca kimdir ve ve özet olarak hayatı boyunca neler yapmıştır sorularına odaklanalım.
1. Chaeronea Savaşı
Büyük İskender’in babası II. Filip’in yükselişi, rakip şehir devletleri olan Thebes (Tebai) ve Athens (Atina) tarafından tehdit olarak algılanmıştı. Bu gerilim, Antik Yunanistan’ın tam ortasında, Chaeronea Savaşı’nın patlak vermesine sebep oldu. Bu savaşta Genç İskender, Makedonya ordusunun süvarilerden oluşan bir kanadına komutanlık yapıyordu.
Savaş sırasında Tebai ordusunun en seçkin kuvvetleri, İskender’in süvari birliği tarafından adeta yok edildi. Bu savaşın kazanılması Makedonya’yı, diğer tüm Yunan kent-devletlerine karşı üstün kıldı. Bu avantajlı pozisyon, İskender’in Yunanistan Yarımadası dışındaki seferleri için alt yapıyı da hazırlamış oldu.
2. Büyük İskender Tahta Çıkıyor

Kral II. Filip bir suikast sonucu M.Ö. 336 yılında ölünce, Büyük İskender henüz 20 yaşındayken tahta çıktı. Filip’in döneminde kazanılan zaferler ile diğer tüm Yunan kentlerine üstünlük kurulabilmişti. Ancak Kral Filip’in genç yaştaki oğlu tahta çıkınca; Atina, Tebai ve Teselya gibi eyaletlerde hemen isyanlar başladı.
İskender, Teselya’ya 3000 süvari göndererek onları sindirdi ve teslim olmaya zorladı. Atina da kısa sürede İskender’in üstünlüğünü tanıdı. En çok sorun çıkaran Tebai oldu.
İskender büyük bir askeri sefer ile Tebai’yi yerle bir ederek kontrol altına aldı. Trakya’da çıkan isyanlar da bastırıldı. Böylece İskender tahtını sağlama aldı ve Yunanistan’da birliği sağladı. Böylece artık Asya’ya yapacağı seferlere hazırlanabilirdi.
3. Granikos Savaşı
Granikos Savaşı, I. Makedon-Pers Savaşı olarak kabul ediliyor ve Büyük İskender ile Pers Satrapları arasında geçiyor.
Birinci dönem Pers İmparatorluğu olarak da bilinen, Ahameniş İmparatorluğu; II. Kiros (Büyük Kiros) tarafından kurulmuştu. Dünyanın en büyük impatorluklarından birini kuran Persler, Hindistan’ın Indus Vadisi’nden, Balkanlara kadar uzanan dev topraklara hükmediyordu.
Perslerin bu kadar başarılı olmasının en büyük sebeplerinden biri, doğru yönetim birimleri kurmalarıydı. Merkezde güçlü bir krala bağlı olan Satraplar (Valiler) özenle seçiliyor ve göreve geliyordu.
İskender orduları ile birlikte Trakya üzerinden Anadolu’ya doğru hareketlenmiş iken, Satrapların bir araya geldiği büyük bir ordu ile karşılaştı. Geçmişte adı Granikos Nehri olan Biga Çayı (Çanakkale) civarında iki ordu karşı karşıya geldi. İskender’in kuvvetleri sayıca daha azdı.
Savaş bir nehir yatağında cereyan ettiği için, Perslilerin en güçlü birimi olan savaş arabaları çamura saplandı. İskender ise hareketli süvarileri sayesinde avantajlıydı. Karşı ordunun sol kanadına kararlı saldırılar yaptı ve hatlarda bir gedik açmayı başardı. Bu boşluktan içeri giren elit süvariler, Pers Satraplarını ve soylu subayları öldürdü. Yönetici takımı ölünce, Pers ordusu savaşmayı bıraktı ve dağıldı.
4. İssos Savaşı
İssos Savaşı, II. Makedon-Pers Savaşı olarak kabul ediliyor ve Büyük İskender ile Pers Kralı III. Darius arasında geçiyor.
Perslilerin Granikos Savaşı’nı kaybetmesi üzerine, Pers Kralı III. Darius; Yunanlıların ikmal hatlarına saldırdı. İskender’in Yunanistan’dan gelen desteğini kesti. Ardından büyük bir ordu topladı ve İssos (Erzin, Antakya) civarında İskender’in ordusuna karşı savaş pozisyonu aldı.
Ancak savaşın yapılacağı yer yine bir nehir kenarıydı! Belli ki, III. Darius bir önceki savaşı iyi etüt etmemişti. Pinarus (Deliçay) civarında başlayan savaşta Persliler benzer zorlukları yaşadılar.
İskender öncelikle savunma pozisyonu aldı ve ilk hamleyi karşı taraftan bekledi. Darius bunu bir zayıflık işareti olarak kabul edip, İskender’in piyade birliğine doğrudan saldırdı.
Persliler piyade ile güreşirken, İskender ve beraberindeki elit birlikler; tepenin üstündeki Pers karargahını hedef aldı. Karargah birliği İskender’in gözüpek süvari atağı karşısında hazırlıksız yakalandı ve geri çekildi. Ancak arazi kaçmaya bile imkan vermiyordu.
Perslilerin düştüğü durumu gören İskender, direkt Darius’a saldırdı. Pers Kralı canını zor kurtardı. Böylece Pers ordusu başsız kalmış ve tamamen çökmüştü. Bu savaş, Büyük İskender’in Pers seferinde dönüm noktasıydı.
5. Doğu Akdeniz’de Fetihler
Büyük İskender, İssos Savaşı’ndan büyük bir ders çıkardı. Bundan sonra savaşa girmeden önce ikmal hatlarını güvenceye alacak ve erzak işini riske atmayacaktı. Antakya’da kazandığı İssos Savaşı’ndan sonra Güney’e inen İskender; Filistin, Fenike ve Mısır gibi Doğu Akdeniz’in en verimli ovalarını ve limanlarını gözüne kestirdi.
İskender bugünkü Lübnan’ın Sur isimli kentini kuşattı ve 8 aylık bir gayretin sonunda ele geçirdi. Ardından Kudüs’e doğru ilerledi ve Gazze sahil şeridine göz dikti. Ancak Gazze şehri oldukça sarp ve çetin bir kalenin içindeydi. İskender’in geliştirdiği kuşatma silahları ve taktikleri, Sur şehrinden sonra burada da başarılı oldu.
Sur Ve Gazze kentlerinin düşmesi, İskender’i bölgede meşhur etmişti. Antik Mısır’ı ciddi bir direnişle karşılaşmadan aldı ve İskenderiye şehrini kurdu. Alexandria olarak da bilinen bu şehir, asırlarca İskender’in harmanladığı Avrupa-Asya melez kültürü olan Helenizm’in merkezi olacaktı.
6. Gaugamela Muharebesi
Gaugamela Muharebesi, III. Makedon-Pers Savaşı olarak biliniyor ve Büyük İskender ile Pers Kralı III. Darius arasında geçiyor.
Mısır’dan Kuzey’e doğru geri dönen İskender; Fırat (Euphrates) ve Dicle (Tigris) nehirlerini geçti ve Ahameniş Krallığı’nın kalbine ilerledi. Pers Kralı Darius, bu kez daha da büyük bir ordu toplamış ve bunu güçlü süvarilerle desteklemişti.
İki ordu günümüzün Kuzey Irak topraklarında karşı karşıya geldi. Bu savaşta Yunan ordusu iki ayrı blok halinde, iki farklı komutan tarafından yönetildi. Sağ kanat Büyük İskender’in emrindeyken, sol kanat ise arkadaşı General Parmenion komutasındaydı.
Darius, Pers ordusunun en seçkin birliklerini merkezde; kendi etrafında toplamıştı. Bunu fark eden İskender, Yunan Falanksları ile merkeze direkt hücum etti. Falanks birbirine yakın hatlar halinde sımsıkı duran, uzun mızraklar ve büyük kalkanlar ile güçlendirilmiş duvar gibi bir piyade birliğiydi.
Falanksların güçlü hücumu ile sarsılan Pers ordu merkezi, Kral Darius’un merkez karargahına doğru bir gedik verdi. İskender diğer savaşlarda olduğu gibi, direkt savaşı yöneten beyin takımına saldırıya geçti ve Darius yine kaçmak istedi.
Ancak bu kez Darius’un kendi adamları bu durumu kabul etmedi ve yenik Kral, kendi Satraplarından Bessus tarafından öldürüldü. İskender ise Perslilerin en önemli kentleri olan Babil ve Susa’yı ele geçirdi. Kendisini de Perslilerin Kralı ilan etti.
7. Pers Geçidi Muharebesi
Pers Geçidi Muharebesi, IV. Makedon-Pers Savaşı olarak biliniyor ve Büyük İskender ile Satrap Ariobarzanes arasında geçiyor.
Pers Kralı Darius’a karşı galip gelen ve onu ortadan kaldıran Büyük İskender, Pers İmparatorluğu başkenti Persepolis’e doğru ilerliyordu. Başkentte Perslilere karşı mutlak üstünlüğünü ilan edecek ve tahtı ele geçirecekti. Böylece savaşta elde ettiği kazanımları, siyaset sahnesine de resmi anlamda taşımış olacaktı.
Ancak Persepolis’e açılan “Pers Kapısı” isimli dağ geçidinde, Satrap Ariobarzanes tarafından pusuya düşürüldü. Büyük İskender’in ordusu ciddi kayıplar verse de, bölgede tutunmayı başardı ve Perslilere bir kez daha boyun eğdirdi. Artık son Pers direnişi kırılmış ve Persepolis düşmüştü. Büyük İskender, karşısındaki en büyük gücün tabutuna son çiviyi çakmıştı.
8. Hydaspes Savaşı
Büyük İskender, Roshanak (Roxana) isimli Pers asıllı bir kadınla evlendi ve Pers topraklarındaki egemenliğini yasal temellere oturttu. Asya’daki Satraplar ile arasındaki ilişkiler sağlamlaşınca, artık gözünü daha doğuya, yani Hindistan topraklarına çevirdi.
Hindistan’a doğru ilerlerken, yol üzerindeki kavimleri ve kabileleri yenilgiye uğrattı. Indus Nehri’ni aştığında, karşısına Pencap Bölgesi Kralı Porus çıktı. Porus ve İskender arasında efsanevi bir savaş yaşandı. İskender, Porus’un cesaretine ve kabiliyetine saygı duydu ve onu İmparatorluğunda bir Vali (Satrap) olarak görevlendirmeye karar verdi.
Hydaspes Savaşı, İskender’in yaptığı büyük çaptaki savaşlar arasında sonuncudur. Büyük bir taktik ustası ve askeri deha olmasının yanında; Büyük İskender aynı zamanda acımasızlığı, azmi, diplomatik ilişki kurma kabiliyeti ile de tanınır. Tüm bu özellikleri kendinde toplamış olması, onu yenilmez bir komutan haline getirmiş olabilir.
Büyük İskender’in Ölümü
İskender henüz 32 yaşında hayatını kaybettiğinde, İskender İmparatorluğu inanılmaz sınırlara ulaşmıştı. Büyük İskender’in ölüm sebebi olarak alkole dayalı karaciğer rahatsızlığı ve buna bağlı ateşli hastalıklar gösterilir.
Doğu ve Batı Harmanı Helenistik Dönem
Antik Yunan medeniyetinin kültürünü ve felsefesini, Asya’daki ülkelere taşıdı ve orada asırlar sürecek bir kültürel etki bıraktı. Doğu ve Batı arasına ticaretin gelişmesini sağladı.
Büyük İskender, kendi adını taşıyan 20’ye yakın şehir kurdu. Bunlardan en ünlüsü Antik Mısır‘daki Alexandria (İskenderiye) şehridir. İskender’in fetihleri, Antik Çağ boyunca örnek alınacak bir askeri ekol yarattı. Özellikle Roma Konsülleri (Bkz: Julius Sezar) ve İmparatorları (Bkz: İmparator Augustus) onun savaş taktiklerini ve başarılarını referans olarak aldılar.
Tüm bu sebeplerden dolayı, Büyük İskender, tarihin en etkili insanı olarak gösterilir. Savaşlarına kullandığı taktikler, aradan asırlar geçmesine rağmen halen Askeri Akademilerde ders olarak gösterilir.
İskender’in hayatı ile ilgili bu yazıda şu kaynaktan faydalandım.
Büyük İskender Hayatı ve Savaşları by Serhat Engül
Leave a Reply