Julius Caesar (Jül Sezar), Roma İmparatorluğu‘nun en ünlü politikacısı olarak kabul edilir. Dünya tarihine damga vuracak kadar keskin bir askeri ve siyasi dehaya sahip olan Sezar, tarihe adını gerçek anlamda kazımıştır.
Jül Sezar’ın askeri ve siyasi anlamdaki etkisi öyle büyük iz bırakır ki, Hükümdar kelimesi onunla özdeşleşir. Romalılar kendisinden sonra imparatorlarına Sezar (Caesar) adını verirler. Ayrıca Almanca Kaiser, Rusça Csar (Çar) gibi Monarşik kavramlar, Sezar’ın isminden türetilir.
İmparator Julius Caesar Kimdir
Roma Devleti, 800 yılı aşan tarihi boyunca iki farklı sistemle yönetildi. Önceleri halkın önde gelenlerinden seçilen bir senato, kendi üyeleri arasından Konsüller seçmiş ve yetki vermiştir. Julius Caesar’dan sonra Roma Cumhuriyeti, yerini Roma İmparatorluğu’na bırakır ve güçlü olan tahtı ele geçirir.
Elbette bu geçiş hiç de kolay olmaz. Büyük siyasi çalkantılara ve beklenmedik olaylara sebep olan İmparatorluğa geçiş dönemine, Jül Sezar üzerinden ışık tutmaya çalışacağız.
1. Konsül Olmadan Önceki Başarıları
Jül Sezar soylu bir ailenin çocuğuydu, ancak ailesi siyasi konularda pek etkili değildi. Sezar kazandığı askeri ve siyasi başarılar ile bu olumsuz başlangıcı, lehine çevirmesini bildi. M.Ö. 69 yılında quaestor olan Jül Sezar, yalnızca birkaç yıl içinde aedile ve ardından da yine kısa sürede praetor oldu.
Sezar’ın siyaset sahnesinde Magnus Pompey gibi çok güçlü rakipleri vardı. Pompey de yine askeri zaferler ile nam salmış biriydi. Sezar’dan daha önce Roma Senatosu’nda sağlam bir yer edinmiş ve saygınlık kazanmıştı. Sezar’ın kendisinden önce mevki ve para sahibi olmuş bu rakiplere karşı, bazı stratejiler geliştirmesi gerekliydi.
Bu amaçla, Roma tarihinin en zengin asker-politikacısı olan Crassus ile ittifak kurdu. Politikadaki üstün kabiliyeti ve Crassus’un desteği ile “Triumvirate” adı verilen üçlü yönetime Konsül olarak seçildi. Bu dönemde Pompei Magnus, Marcus Crassus ve Julius Caesar; Roma’yı üç seçilmiş lider olarak yönettiler.
2. Roma’nın En Güçlü Adamı

Üçlü yönetim, Crassus’un ölmesi ile sona erdi. Pompey, Roma Senatosu’nun önde gelenleri ile ittifak kurarak; Sezar’ı saf dışı bırakmak istedi. Bu girişim, m.ö. 49 ile 45 yılları arasında sürecek olan iç savaşı başlattı. Sezar, askeri yeteneğini konuşturarak savaşı kazandı ve kendini diktatör ilan etti.
Diktatörlük, Roma Devleti’nin varlığının tehlikeye düştüğü olağanüstü durumlarda; yöneticilere geçici olarak devleti tam yetki ile idare etme şansı tanıyordu. Sezar bu sonsuz gücü, rakiplerini yok etmek için kullandı. Pompey ve ona destek verenler siyasetten silindi ve yok edildi.
3. Galya (Gaul) Savaşları
Jül Sezar, henüz üçlü yönetimde konsül iken; Galya’nın fethedilmesine girişti. İtalya çizmesinin kuzeyinde kalan Galya, günümüzün Fransa topraklarına verilen isimdi. Ahalisi barbar kabilelerdi ve Roma halkında endişeye sebep oluyordu.
Sezar, Galya’nın kontrol alınması işinde gönüllü olarak, riske girmişti. Çünkü Barbarları tek bayrak altında toplamayı başarmış olan Kral Vercingetorix’in ordusu, Sezarın ordusuna göre daha kalabalıktı. Roma Ordusu’nun lejyonlardan oluşan piyade birlikleri ne kadar güçlü olsa da, Galyalıların atlı süvarileri sayıca üstündü.
Jül Sezar, savaş için Vercingetorix’in krallığının zayıf olduğu bir dönemi seçti. Barbarlar kolay kontrol edilen birlikler değildi ve Vercingetorix’in otoritesi henüz gerektiği kadar sağlam değildi. Bunu sezen Jül Sezar, doğru zamanda saldırdı ve Barbarları dize getirdi. Kral Vercingetorix esir edildi ve teşhir edilmek üzere Roma’ya getirildi.
Sezar’ın aldığı riskin karşılığında, ödülü büyük oldu. Halkın gözünde yenilmez bir komutan ve askeri deha olarak nam salmıştı. Askerleri ona adeta tapıyordu. Bu güç ve dinamizm, gelecekte Pompey ve beraberindeki çok güçlü Senato üyelerini süpürmesi için itici güç olacaktı.
4. Julius Caesar Zaferleri
Jül Sezar, Galya seferinde kazadığı başarı ile kalmadı. Britanya Adası’nı istila etti ve başına Roma’ya bağlı bir Kral getirdi. Kendisine karşı ayaklanan Roma Senatosu ve Pompey’i, Roma İç Savaşı’nda yenilgiye uğrattı. Pompey’in Pharsalus Savaşı’nda ikinci denemesi de yenilgi ile sonuçlandı.
5. Kleopatra ve Caesarion
Sezar daha sonra gözünü Mısır’a dikti ve Mısır Firavunu 8. Ptolemy ve ordusunu bozguna uğrattı. Ptolemy tahttan indirildikten sonra, yerine yakın gördüğü Kleopatra’yı Mısır Kraliçesi ilan etti. Jül Sezar, Antik Mısır üzerindeki iddiasını perçinlemek için Kleopatra ile ilişki kurdu. Çiftin Caesarion adında bir çocuğu oldu.
6. Sezar’ın Askeri Dehası
Sezar bu askeri zaferlerin tümünü sayıca üstün olan ordulara karşı kazandı. Yüksek stratejik bilgiye sahip ve adamlarına karşı adaletli Sezar, Roma Ordusu’nda büyük saygı görüyordu. Askerlerin ona sarsılmaz bir inancı olduğu gibi, üst düzey bir disiplin söz konusuydu. Bu yüzden Sezar savaş meydanlarında hiç yenilmedi.
7. Sezar Reformları
Sezar, diktatörlüğünü ilan ettiğinde, Roma ekonomisi iç savaştan dolayı çökme noktasındaydı. Sezar, çıkardığı kanunlar ile kontrolden çıkmış olan toprak, arsa fiyatlarını eski haline getirdi. Ayrıca bir kişinin 60.000 Sestertius (Roma para birimi) üzerinde şahsi serveti, nakit olarak bulundurması yasaklandı. Büyük servetlerin yatırım amaçlı kullanılması sağlandı.
Yabancıların Roma Vatandaşı Olması
Sezar’dan önce Roma Cumhuriyeti’nin İtalya sınırları dışında kalan vatandaşları ikinci sınıf insan muamelesi görüyordu. Sezar çıkardığı başka bir kanunla onlara standart vatandaşlık hakları verilmesini sağladı.
Kartaca ve Korint Şehirleri
Geçmişte Roma Cumhuriyeti, Kartacalılar ve Korintliler ile savaşmıştı. Roma yüzünden Antik Çağ’ın bu iki önemli şehri yerle bir olmuştu. Sezar artık birer Roma Eyaleti olan bu şehirleri koruma altına aldı ve yeniden imar etti. İki şehir de muhteşem yapılar inşa edilerek ihya edildi. Özellikle Kartaca şehri, 500.000’e yaklaşan nüfusu ile Roma’dan sonra en büyük kent haline geldi.
8. Jül Sezar’ın Evlatlığı Octavian
Sezar, akrabası olan genç ve kabiliyetli birini evlat edindi. Kendisinden sonra Roma’yı yönetecek bir lider hazırlamak istiyordu. Octavian adındaki bu genç, Octavian Caesar adını alarak adeta Sezar’ın veliahtı oldu. Kendisinin bir suikast ile öldürülmesi üzerine, Sezar’ın intikamını aldı ve Roma’yı İmparatorluk sürecine taşıdı. Octavian, Roma’nın ilk imparatoru olarak Augustus adıyla tahta çıktı.
9. Jül Sezar’a Suikast
Sezar süresiz diktatörlük görevini sürdürürken, Roma Senatosu’nda kendisine karşı bir muhalefet oluştu. Sezar’ın Roma Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırıp, kendini İmparator ilan edeceğini düşünenler, ona karşı bir suikast planladılar.
Sezar’ın yoldaşı ve en önemli kurmayı olan Marcus Antonius‘un dikkatini dağıtarak, Sezar’ı senatoda yalnız bir halde yakaladılar ve bıçaklayarak öldürdüler. Tepkiler üzerine, Sezar’ın öldürülmesine ön ayak olan Marcus Junius Brutus ve Gaius Cassius Longinus Roma’dan kaçmak zorunda kaldı.
Doğu vilayetlerine kaçan ve orada ordu toplayan Brutus ve Longinus, Sezar’ın intikamını almaya ant içmiş olan üvey oğlu Octavian ve yoldaşı Marcus Antonious tarafından kuşatıldı ve askerleri ile birlikte öldürüldü.
10. İkinci Üçlü Yönetim
Daha önce Pompey, Crassus ve Sezar arasında kurulan üç eşit lider yönetimi, Roma’da bir kez daha uygulamaya kondu. Octavian Caesar, Marcus Antonius ve Marcus Lepidus arasında kurulan ittifak çok sürmedi. Octavian, rakiplerine üstünlük kurarak onları ortadan kaldırdı ve herkesin Jül Sezar’dan beklemiş olduğu şeyi yaptı.
Octavian, kendisini Augustus Caesar adıyla İlk Roma İmparatoru ilan etti ve böylece Cumhuriyet’ten, Roma İmparatorluğu’na geçiş sağlandı. Augustus uzun yıllar hüküm sürdü ve merkezi yönetimi iyice sağlamlaştırdı.
Onun M.Ö. 27 ile M.S. 14 yılları arasında süren 41 yıllık hükümdarlığından sonra gelen İmparatorlar, Roma’yı Akdeniz’in tamamına hakim bir süper güç haline getirmeyi başardılar.
Jül Sezar’ın ilham verici ve fırtınalı hayat hikayesi, ünlü İngiliz tiyatro yazarı Shakespeare’in oyunlarına da konu olur. Shakespeare’in, Julius Caesar’ın Roma Senatosu’nda katlini konu alan oyun, Roma Oyunları adlı tiyatro serisinin ilk bölümünü oluşturur.
Julius Caesar Kısaca Kimdir by Serhat Engul
Leave a Reply