Dolmabahçe Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında inşa edilmiş olan gösterişli bir saray. Bu yazıda Dolmabahçe Sarayı’nın tarihi ve mimarisi hakkında kısa bilgi bulabilirsiniz. Ayrıca Dolmabahçe Sarayı Müzesi’nin 2025 yılı giriş ücreti ve ziyaret saatleri de güncel haliyle not edilmiştir.
Dolmabahçe Sarayı’nı en güzel haliyle görmek için İstanbul’da boğaz turu yapmanızı öneririm. Çünkü sarayın İstanbul Boğazı’na bakan yüzü çok güzel bir duvar işçiliği ile süslüdür ve harika fotoğraflar çekmenize imkan tanır. Dolmabahçe Sarayı’nın kara tarafına bakan kısmında ise süsleme yoktur.
Dolmabahçe Sarayı Tarihi
Dolmabahçe Sarayı’nın tarihi, 19. yüzyılda Sultan Abdülmecid’in geleneksel Topkapı Sarayı’ndan ayrılmasıyla başlar. Osmanlı’nın son yüzyılındaki batılılaşmanın da etkisiyle İstanbul Boğazı kıyılarında yeni bir saray inşa edilmişti.
Bu gösterişli sarayın tarihini layıkıyla anlamak için biraz geriye gidip fetihin hemen sonrasından başlamakta fayda var. Dilerseniz ilk olarak Osmanlı tarihinde az bilinen isimleri ile “Eski Saray” ve Yeni Saray’dan (yani Topkapı Sarayı’ndan) bahsederek başlayalım.
1. İstanbul’daki İlk Osmanlı Sarayları
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra kendisine Beyazıt’ta bir saray yaptırdı. Bu saray günümüzde İstanbul Üniversitesi’nin olduğu yerdeydi. Bizans başkenti Konstantinopolis’in (Tarihi Yarımada) tam kalbine inşa edilmiş bir saraydı.
Aradan belli bir süre geçtikten sonra İstanbul’un birinci tepesinin üzerine bir saray daha inşa edilmesine karar verildi. Tarihi İstanbul’un yedi tepesi içinde en güzel olanı birinci tepeydi ve bu Fatih’in de gözünden kaçmamıştı. Böylece İstanbul’u tepeden izleyen muhteşem Topkapı Sarayı’nın inşası başladı.
Topkapı Sarayı inşa edildiğinde “Yeni Saray” adını aldı. Beyazıt’taki ilk inşa edilen saraya ise “Eski Saray” deniyordu. Gözden düşen saray mensuplarının gönderildiği bir yer haline geldi ve bazı kaynaklarda “Gözyaşı Sarayı” diye anıldığını da görebilirsiniz.
İstanbul’daki bu ilk Osmanlı sarayları imparatorluğun zirve döneminde hizmet verdiler. Topkapı Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu‘nun en önemli sarayı olduğu gibi, devlet işlerinin de yönetildiği yerdi. İnşa edildiği 1470’lerden, 1850’lere kadar imparatorluğun kalbi ve otoritenin simgesi oldu.
2. 19. Yüzyıl’da Yaşanan Değişimler

19. Yüzyıl’da değişen dünya düzeni, Osmanlıları da etkiledi. Özellikle ticaretin gelişmesi ve diplomatik ilişkilerin artması, Avrupa’daki yeniliklerin İstanbul’a hemen ulaşmasına sebep oluyordu. Batılılaşma akımı sadece Osmanlı’yı değil, Rusya’yı da etkilemişti. O döneme damga vuran Fransız kültürü, iki imparatorlukta da görülüyordu.
Bu dönemde Osmanlı’nın en seçkin diplomatları, askerleri ve mimarları Fransızca biliyordu. Önde gelen ailelerin çocukları Paris’te eğitim görüyordu. Böylece Avrupa’nın o dönemdeki baskın mimari üslupları olan Neo-Klasik ve Barok, kendini İstanbul’da da göstermeye başladı.
Bizans ve Osmanlı dönemlerinde İstanbul deyince akla Tarihi Yarımada gelirdi. Ancak 1800’lü yıllardan itibaren Beyoğlu (Pera) önem kazanmaya başladı. Ardı ardına Büyükelçilik binalarının açılması ve Pera Palas gibi lüks otellerin inşa edilmesi ile “Beyoğlu” artık bir cazibe merkeziydi.
Karaköy’deki Bankalar Caddesi kurulmuştu ve ticaret tüm hızıyla sürüyordu. Osmanlı’nın başkenti olan İstanbul’daki ekonomik fırsatları gören Avrupalılar, İstanbul’a akın etmişti. İstanbul’un gayrimüslim nüfusu da ticarette aktif rol oynuyor ve Batılılar ile Osmanlı arasında köprü vazifesi görüyordu.
Böyle bir ortamda Topkapı Sarayı yeni düzenin dışında kalmaya başladı. Sadece konum olarak değil, aynı zamanda yapısal olarak da beklentilere çok uygun değildi. Sultan Abdülmecid önce Topkapı Sarayı’nın içine modern bir köşk (Mecidiye Köşkü) inşa ettirdi. Ancak sonra bununla yetinmeyerek Dolmabahçe Sarayı‘nın inşa edilmesi talimatını verdi.
Dolmabahçe Sarayı’nın inşa edilmesiyle, Osmanlı tahtı da asırlardır içinde bulunduğu Tarihi Yarımada’dan çıkıyor ve Boğaz’ın karşı kıyısına geçiyordu. Ancak yeni sarayın inşa edilmesine rağmen Topkapı Sarayı hiçbir zaman ihmal edilmedi. Bayramlarda ve özel günlerde sürekli ziyaret edildi ve geleneksel törenler icra edildi.
Dolmabahçe Sarayı Mimarisi

Dolmabahçe Sarayı mimarisi, üst satırlarda bahsettiğim Avrupai üsluplar ile Osmanlı mimarisinin birleşiminden oluştu. Ağırlıklı olarak Neo-Klasik ve Barok mimari öğeleri içeren Dolmabahçe Sarayı’nın mimarları Garabet Balyan ve oğlu Nigoğos Balyan idi.
Bu noktada Osmanlı’daki “Saray Mimarlığı” geleneğine de bir parantez açmak gerek. Osmanlı’nın en ünlü saray mimarı hiç kuşkusuz ki Mimar Sinan idi. Mimar Sinan, inşa ettiği sayısız eserler ile Osmanlı’nın “Klasik Dönem” mimarisine damga vurdu.
Osmanlı’nın “Modern Dönem” mimarisine imza atan kişiler ise Balyan Ailesi mensupları oldu. İstanbul Boğazı’nın kıyılarını süsleyen Dolmabahçe, Çırağan ve Beylerbeyi sarayları onlar tarafından inşa edildi. Bezmialem Valide Sultan Camii ve Ortaköy Camii de onlar tarafından yapıldı.
Dolmabahçe Sarayı’nın dekorasyonu tamamen Batı stilinde yapıldı. Saray, Fransa’dan getirilen çeşitli mobilyalar ve İngiltere’den ithal edilen avizeler ile süslendi. Buna ek olarak İtalyan bezeme ustaları da duvarları süslediler.
Dolmabahçe Sarayı Hakkında Bilgiler

Bu başlığa gelene kadar Dolmabahçe Sarayı’nın kısaca tarihinden ve mimari özelliklerinden bahsettik. Şimdi ise Dolmabahçe Sarayı hakkında ilginç bilgiler paylaşalım. Aşağıdaki satırlarda saray hakkında az bilinen şeyleri görebilirsiniz.
Dolmabahçe Sarayı ilk inşa edildiği yıllarda şimdiki halinden daha büyüktü. Günümüzde Beşiktaş Park Stadyumu’nun olduğu bölgede sarayın bazı ek binaları bulunuyordu. Bu binalardan en önemlisi, güzel bir tiyatro salonuydu.
Dolmabahçe Sarayı Tiyatrosu, 1859 yılında büyük kutlamalarla açıldı. İlk Türkçe tiyatro oyunu olan Şair Evlenmesi, İbrahim Şinasi Efendi tarafından burada sergilenmek üzere yazıldı. İstanbul’a kültürel hareketlilik getiren tiyatro, 1863 yılında çıkan yangında yok oldu.
Dolmabahçe Sarayı’nın görevlileri için günümüzde Akaretler Yokuşu olan yerde lojmanlar yapılmıştı. “Akaretler Sıra Evleri” olarak da bilinen bu binalar günümüzde W Hotel‘e ev sahipliği yapıyor.
Dolmabahçe Sarayı, İstanbul’da elektrik ve merkezi ısıtma gibi sistemlerin ilk kullanıldığı binalardan biriydi. Elektriğin İstanbul‘da yeni yaygınlaşmaya başladığı bir dönemde inşa edilmişti.
Sultan Abdülmecid, yeni yapılacak olan sarayda dünyanın en güzel halılarının olmasını istiyordu. Bu amaçla Hereke‘de halı atölyeleri kuruldu. Burada yapılan halılar o kadar kaliteliydi ve güzeldi ki, Hereke Halısı dünya çapında bir marka oldu.
Dolmabahçe Sarayı Giriş Ücreti 2025
Dolmabahçe Sarayı giriş ücreti 2025 yılında 200 Türk Lirası’dır. Bu kombine bilete Selamlık, Harem ve Resim Müzesi dahildir. Bilet fiyatlarına ilişkin bilgiler en son 15 Mart 2025 tarihinde güncellenmiştir.
Dolmabahçe Sarayı’nda yabancılar için fiyat tarifesi tamamen farklıdır. Yabancı turistler için Dolmabahçe Sarayı giriş ücreti 1500 TL’dir. Turistler için tasarlanmış olan kombine bilet de yine sarayın üç bölümünü de kapsar.
1. Dolmabahçe Sarayı’nda Müzekart Geçerli Mi?
Dolmabahçe Sarayı’nda müzekart kısmen geçerlidir. Örneğin Beylerbeyi Sarayı ve Yıldız Sarayı‘nda Müzekart tüm bölümlerde geçer. Ancak Dolmabahçe Sarayı’nın Selamlık bölümüne (ana bina) müzekart ile girilmez. Dolmabahçe Sarayı’nda müzekart yalnızca Harem Dairesi bölümünde geçerlidir.
2. Kulaklık Sistemi (Audio Guide)
Dolmabahçe, Beylerbeyi ve Yıldız saraylarında 2018 yılından itibaren kulaklık sitemi ile anlatım (audio guide) uygulaması başladı. Önceden sarayın kapısında belli bir kalabalığın birikmesi bekleniyordu ve kişi sayısı 20 civarı olduğunda sarayın tur rehberi eşliğinde geziliyordu.
Şimdi ise sarayın gişesinden biletinizi aldıktan sonra, turnikelerin yanındaki odadan kulaklık sistemini teslim alıyor ve dijital anlatım eşliğinde kendiniz geziyorsunuz (kulaklık sistemi bilet fiyatına dahil).
Dolmabahçe Sarayı Ziyaret Saatleri 2025
Dolmabahçe Sarayı ziyaret saatleri 2025 yılında sabah 09:00 ile akşam 17:00 arasındadır. Dolmabahçe Sarayı Müzesi, Pazartesi günleri ziyarete kapalıdır. Ziyaret saatleri hakkındaki bilgiler en son 15 Mart 2025 tarihinde güncellenmiştir.
İstanbul’daki müzelerin giriş saatlerinde etkinliklere ve tadilatlara bağlı olarak değişiklik olabilir. Dolmabahçe Sarayı’na gitmeden önce müzenin resmi internet sayfasını ziyaret edip, son durumu gözden geçirmenizi öneririm.
Saraya Nasıl Gidilir?

Dolmabahçe Sarayı, Beşiktaş ilçesinde ve Beşiktaş Park stadının hemen yanında yer almaktadır. İstanbul’un en turistik semtleri olan Beyoğlu ve Sultanahmet’ten saraya ulaşım çok kolaydır.
Sultanahmet’ten Dolmabahçe Sarayı’na gitmek için tramvayı kullanabilirsiniz. Sultanahmet Tramvay Durağı’ndan “Kabataş” istikametinde T1 Tramvayına bindiğinizde son durak olan Kabataş’ta inebilirsiniz. Kabataş Tramvay Durağı’ndan saraya yürümek sadece beş dakika sürer.
Taksim Meydanı’ndan Dolmabahçe Sarayı’na gitmek için Füniküler F1’e binerek Kabataş’a dakikalar içinde ulaşabilirsiniz. Kabataş Tramvay Durağı’nı arkanıza alıp sahil şeridini takip ederek birkaç dakikada saraya ulaşabilirsiniz.
Son Söz
Dolmabahçe Sarayı, 19. yüzyıldaki Osmanlı İstanbulu’nu tanımak için harika bir yer. Çünkü İstanbul bu dönemde Batılılaşma etkisiyle (Sultan II. Mahmud döneminden itibaren) büyük bir değişim geçirmişti.
Dolmabahçe Sarayı hem dışarıdan ve hem de içeriden oldukça ilham verici bir güzelliğe sahiptir. Özellikle içindeki mobilyalar, avizeler ve duvar süslemeleri bir dönemin dekorasyon tarzını mükemmel bir biçimde yansıtır.
Ayrıca sarayın geniş avlularındaki çeşitli çeşmeler, heykeller ve anıtsal kapılar sayesinde harika Instagram fotoğrafları çekebilirsiniz. Arka planda ise her zaman muhteşem Boğaz manzarası olacaktır.
Dolmabahçe Sarayı Hakkında Bilgi 2025 by Serhat Engül
Leave a Reply