• Skip to main content
  • Skip to primary sidebar
  • Skip to footer
  • Home
  • About
  • Contact

Serhat Engül

Istanbul Gezi Rehberi

Türkiye’nin En Güzel Plajları Listesi (Güncel Bilgi → 2023)

14 January 2023 by Serhat Engül Leave a Comment

Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyılarında birbirinden güzel mavi bayraklı plajlar var. Bu plajlar özellikle yaz aylarında dünyanın her yerinden milyonlarca ziyaretçiyi kendine çekiyor. Bu yazıda Türkiye’nin en güzel plajları arasından seçtiğim 15 plajı bulabilirsiniz.

Türkiye’deki en iyi plajları seçerken İzmir, Antalya, Aydın ve Muğla şehirlerine öncelik verdim. Çünkü Türkiye’nin en popüler tatil yerleri olan Çeşme, Bodrum, Didim, Fethiye, Kaş ve Kalkan bu şehirlerde konumlanıyor.

Ege ve Akdeniz’de çok önemli bir Antik Yunan ve Roma mirası olduğu için, plajların bazıları bu dönemden kalma antik kentlere çok yakın. Hatta Çıralı Plajı ve Amos Koyu gibi yerler direkt olarak harabelerin içinde yer alıyor.

Türkiye gibi hem deniz-kum-güneş, hem de kültür turizminin iç içe olduğu ülkelerin sayısı azdır. Bu sebeple tatilin keyfini çıkarırken, çevrenizdeki antik harabeleri de keşfetmeyi ihmal etmemenizi tavsiye ederim.

İçerik Listesi

  • Türkiye’nin En Güzel Plajları Listesi 2023
    • 1. Kelebekler Vadisi
    • 2. Ovabükü Plajı
    • 3. Patara Plajı
    • 4. Akbük Koyu
    • 5. Ölüdeniz
    • 6. Kaputaş Plajı
    • 7. Çıralı Plajı
    • 8. Ilıca Plajı
    • 9. İztuzu Plajı
    • 10. Amos Koyu
    • 11. Altınkum Plajı
    • 12. İncekum Plajı
    • 13. Sarımsaklı Plajı
    • 14. Kadırga Koyu
    • 15. Gümüşlük Koyu
  • Önerilen Diğer Yazılar

Türkiye’nin En Güzel Plajları Listesi 2023

2023 yılında Türkiyenin En Güzel Plajları

Türkiye’nin en güzel plajları listesi 15 eşsiz yerden oluşuyor. Bu plajların birçoğu Türkiye’de turizmin bu kadar gelişmesine rağmen halen birer “gizli mücevher” olarak kalmayı başarmışlar. Bunun en büyük sebebi de antik kentlerin içinde (veya yakınlarında) yer alan ve “sit alanı” olarak koruma altında olan bu koylara ulaşımın daha zor olması. Bu plajların güzelliğini daima koruması dileğiyle yazımıza başlayalım.

1. Kelebekler Vadisi

Yüksek kayalıklarla çevrili Kelebekler Vadisi, doğanın adeta sarıp sarmalayarak korumaya aldığı bir yer. Kelebekler Vadisi, adını bölgede yaşayan yüz farklı kelebek türünden alıyor. Bu gizli cennet, bireysel seyahati tercih eden insanların buluştuğu, özgürlüğün ve doğanın mekânı diyebiliriz.

Kelebekler Vadisi’ne karadan ulaşım bulunmuyor ve sadece deniz yolu ile gidilebiliyor. Örneğin, Ölüdeniz’den tekne ile Kelebekler Vadisi’ne ulaşabilirsiniz. Yalnızca tırmanış yapabilenler için farklı bir alternatif var: Maceraperest gezginler kayalıklardan iplerle vadiye inebiliyor.

Kelebekler Vadisi adeta zamanın durduğu bir yer. Teknolojiden uzak kalabileceğiniz ve yavaş akan zamanı, doğanın güzelliğini gözlemleyerek geçirebileceğiniz yegâne yerlerden biri.

Dünyanın en harika köşelerinden biri olan Kelebekler Vadisi; çadır, ağaç ev, bungalov gibi konaklama olanakları ile size farklı bir dünya sunuyor. Kelebekler Vadisi’ne, İstanbul’dan uçakla ulaşmak isteyenler için, bölgeye en yakın havalimanı ise Dalaman Havaalanı olarak göze çarpıyor.

2. Ovabükü Plajı

Usta şair Can Yücel’in “Mekânım Datça Olsun” isimli kitabına konu olan Datça, sokaklarında şairlerin adları ile insana huzurlu bir hava katar. Listemize en üst sıralardan giren Ovabükü Plajı ise Datça’nın Mesudiye köyünde yer alıyor.

Ege ve Akdeniz’in birbiri ile kucaklaştığı Datça Yarımadası için ünlü tarihçilerden Strabon, “Yaradan, kulunun uzun ömürlü olmasını isterse, onu Datça’ya bırakır” demiş.

Ovabükü Plajı, doğallığı bozulmamış; köy hayatını tam anlamıyla yaşayabileceğiniz sakin bir yer olarak, Türkiye’nin en iyi plajları arasında yer alıyor.

Güzel yerlere gitmek her zaman zahmetlidir. Ovabükü’ne de giden yol da biraz engebeli ve uzun. Hatta belki de bu nedenle de çok kalabalık olmuyor. Ege’nin En Güzel Plajları arasında huzurlu ve sakin bir nokta olan bu plajda, tertemiz ve masmavi suların keyfini çıkarabilirsiniz.

3. Patara Plajı

Patara Plajı’nın çöle benzeyen atmosferi, Yeşilçam filmlerinde bu bölgenin çöl sahnelerine mekân olmasını sağlamış. Patara Plajı‘nın en büyüleyici yanı, uzayıp giden sahil boyu ayaklarınıza dokunan ince kumun güzelliğidir. Kaplumbağaların yumurtalarını bıraktığı nadir sahillerden biri olan Patara Plajı, Patara Antik Kenti‘nin yakınında yer alıyor.

Patara plajı Akdeniz plajları arasında en uzun plaj olma özelliğine sahip. Masmavi denizin dibinde de yumuşacık kumlar yatıyor. Denizi biraz dalgalı ve sahil genellikle rüzgârlıdır. Ayrıca yakınlarda da Apollon Tapınağı bulunur. Patara plajına giderseniz mutlaka yakınlardaki antik kenti de görmelisiniz.

4. Akbük Koyu

Gökova’daki Akbük Koyu orman ve denizin bir arada olduğu, dağların arasına saklanmış bir tropikal cenneti andırıyor. Ağaçların bittiği yerde berrak ve sakin deniz başlıyor. Akbük Koyu, tepelerden dökülen tatlı suları ile ayrı bir güzellik yaşatıyor ve ormanlara bakarak yüzebileceğiniz sakin plajları var.

Akbük Koyu, Gökova Körfezi‘nin kuzeyinde yer alıyor. Muğla’ya 50 km, Bodrum’a 60 km, Milas Havalimanı‘na 70 km uzaklıkta bulunan Akbük Koyu‘na karayolu ile ulaşım sağlanıyor.

Bölgede çadır ve karavan için kamp alanları bulunuyor. Otelde kalmak isteyenler için de alternatifler var. Ege plajları arasında en nadide örneklerden biri olan Akbük Koyu’na geldiğinizde denizin berraklığına şaşıracaksınız.

5. Ölüdeniz

Hem karadan hem de denizden ulaşımı olan Ölüdeniz, Fethiye’den 15 km uzaklıkta yer alıyor. Denizkulağı şeklinde olması en önemli özelliği ve Akdeniz’deki mavi bayraklı plajlar arasında olduğundan, denizin mavi ve turkuaz tonlarında renklerini seyredebiliyoruz.

Etrafı kapalı bir göle benzeyen Ölüdeniz’de, su altı dalışı ve yamaç paraşütü gibi aktiviteler de yapılabiliyor. Deniz suyu sıcak ve dalgasız olan Ölüdeniz, sezon boyu oldukça kalabalık oluyor. Güzelliği dillere destan olan Ölüdeniz’in keyfini çıkarmak için bölgedeki otellere erken rezervasyon yaptırmak gerekebilir.

6. Kaputaş Plajı

Dünyanın en güzel plajları listesinde her zaman yer bulan Kaputaş Plajı, soğuk yer altı sularının denize karıştığı özel bir yer. Turkuaz rengi denizin güzelliğine kapılmadan önce, suyunun soğuk olduğunu bilmelisiniz. Ayrıca Kaputaş Plajı‘nın kumunda minik çakıl taşları vardır.

Kalkan’dan Kaş’a doğru giderken Kaputaş Plajı mutlaka fark ediliyor. Birçok insan burayı tesadüfen bulurken, dünyanın her yerinden adını bilerek gelen turistler de var.

Kaputaş Plajı‘na gitmek için 200 basamak aşağı inmek gerekiyor. Kaputaş Plajı, etkileyici renkleri ve kayalıklardan akan soğuk suları ile Türkiye’nin en güzel plajları arasında yer alıyor.

7. Çıralı Plajı

Akdeniz plajları arasında mavinin yeşille kucaklaştığı en özel noktada bulunan Çıralı Plajı, Olimpos’a yürüme mesafesinde konumlanıyor. Su kaplumbağalarının en sevdiği plajlardan biri olan Çıralı, ormanın içine gizlenmiş gizli bir cennet gibi duruyor.

Çıralı Plajı‘nın bulunduğu bölge tarihi sit alanı olduğundan, bu bölgede büyük yapılar bulunmuyor. Hemen yanında bulunan Olimpos Antik Kenti kalıntıları ise insanı bir başka büyülüyor.

Çadır ve bungalov gibi konaklama seçeneklerinin yanında, yakınlardaki pansiyon seçeneklerini de değerlendirebilirsiniz. Plajın yer aldığı Çıralı Köyü, Antalya’nın Kemer ilçesinde bulunuyor. Çıralı Plajı’na kara yolu ile de ulaşım sağlanıyor.

Çıralı Plajı, doğayı ve tarihi birleştiren kendine has özellikleriyle; sadece Türkiye’nin güney kıyılarının değil, tüm Akdeniz’in en iyi plajları arasında bulunuyor.

8. Ilıca Plajı

Ilıca Plajı, son yılların en popüler tatil beldelerinden Çeşme’de bulunuyor. Ilıca Plajı, ismini içinde bulunan termal su kaynaklarından alıyor. Termal kaynak sularının ısttığı denizin sıcaklık derecesi yüksek olduğu için “Ilıca” olarak anılıyor.

Bu kaynak sularının romatizma, cilt hastalıkları ve kan dolaşımı problemlerine iyi geldiğine inanılıyor. İnceliği ile dikkat çeken muhteşem bir kuma ve masmavi bir denize sahip olan plaj, son yıllarda Türkiye’nin en güzel plajları arasında dikkat çekiyor.

9. İztuzu Plajı

İztuzu Plajı, Muğla şehrinin, Dalyan beldesi yakınlarında, 4,5 km uzunluğunda doğa harikası bir yer. İztuzu Plajı, deniz suyu ile tatlı suyun karıştığı bir yerde konumlanıyor. İztuzu, bu özelliği ile adeta eşi benzeri bulunmaz bir yer.

Caretta Caretta kaplumbağalarının Türkiye’deki en büyük yumurtlama alanı olan İztuzu Plajı, “Kaplumbağa Plajı” olarak da anılıyor. Kaplumbağaların yumurtalarını bırakmalarına zaman tanımak için, plajda giriş-çıkış saatleri konusunda kısıtlama var.

10. Amos Koyu

Amos Koyu, adını Helen dilinde “Tanrıların Tapınağı” anlamına gelen Amos kelimesinden alıyor. Roma İmparatorluğu döneminden kalıntıların bulunduğu Amos Antik Kenti, ormanın içinde muhteşem bir plajı size adeta armağan ediyor.

Amos’ta denizin güzelliği ve antik kalıntıların mistik atmosferinin bir arada olduğu büyüleyici bir ortam var. Marmaris’in 25 km uzağında yer alan Amos Koyu, hem doğal güzelliğiyle; hem de antik kent olmasıyla dünyanın her yerinden ziyaretçi çekiyor.

11. Altınkum Plajı

Didim’in en ünlü kumsalı olan Altınkum Plajı, adını altın rengi plaj kumundan alıyor. Altınkum Plajı, şehir merkezine 9 km uzaklıkta bulunuyor.

Aydın şehrinin ilçelerinden biri olan Didim’in 53 km’lik sahilinde birbirinden güzel plajlar var. Altınkum, Didim’in ana plajı olarak biliniyor.

Altınkum plajı yaz boyunca çekim alanı olduğu için, çevresinde de her türlü sosyal olanak mevcut. Sahil boyunca görülebilen restoran, cafe ve barlarda eğlence gece saatlerine kadar devam ediyor.

Tatil ile eğlenceyi bir arada yaşamak isteyenler için Altınkum Plajı, Türkiye’nin en iyi plajları arasında ilk sıralarda geliyor. Ancak sakin ve huzurlu bir tatil arıyorsanız, diğer plajlar daha çok ilginizi çekecektir.

12. İncekum Plajı

İncekum Plajı muhteşem turkuaz rengi denizi ile “Türkiye’nin Hawaii’si” olarak tanımlanıyor. Türkiye’nin en güzel plajları arasında yer alan İncekum Plajı, Marmaris ve Akkaya arasında yer alıyor.

Plajın bulunduğu Boncuk Koyu‘na gitmek o kadar kolay değil. Marmaris’ten Sedir Adası‘na oradan da Çamlı Köy‘e gidiliyor. Buraya kadar arabayla ulaşmak mümkün. Ama bundan sonrası traktörle devam ediliyor. 2 km traktör yolculuğundan sonra görülen manzara ise bu zahmete kat kat değiyor.

Plajda iyi bir yer kapmak için erken saatlerde traktör sırasına girmeniz gerekebilir! Bu yüzden yola mümkün olduğunca erken çıkmanızda fayda var.

13. Sarımsaklı Plajı

Sarımsaklı Plajı, Ege plajları arasında yer alan en güzel plajlardan biri sayılabilir. Berrak suyu ve ince kumuyla popüler olan Sarımsaklı Plajı, yeme-içme imkânları açısından zengin bir plajdır.

Sarımsaklı Plajı’nın etrafında konaklama için birçok otel bulunur. Bir şeyler yemek için gidebileceğiniz çeşitli restoranların yanı sıra, plajda dolaşan satıcılardan da bir şeyler alabilirsiniz.

Sarımsaklı Plajı’nın deniz suyu epey serin. Temmuz ayında bile suyu ısınmayan, adeta kızgın kumlardan sonra serin suların keyfini yaşayabileceğiniz bir yer.

14. Kadırga Koyu

Çanakkale, tarihi eserler açısından Türkiye’nin en zengin şehirlerinden biri. Bu muhteşem tarihi noktaları gezdikten sonra serinlemek ve iyi vakit geçirmek için ise Kadırga Koyu öne çıkıyor.

Çanakkale’de gezilecek yerler arasında Assos Antik Kenti ve onun muhteşem Athena Tapınağı, Homeros’un İlyada Destanı’nda geçen Truva Savaşı’nın vuku bulduğu Truva Antik Kenti ve son olarak da Çanakkale Savaşı’nda verilen mücadelenin sembolü konumunda olan Gelibolu var.

Kadırga Koyu ise bu muhteşem tarihi mirası keşfetmeye gelenler için bir alternatif olarak öne çıkıyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde donanmanın hasar almış tekneleri bu koyda durakladığı için, ismi “Kadırga Koyu” olarak günümüze kadar gelmiş.

Kadırga Koyu, uzun ve geniş taşlık plajı, mavi bayraklı tertemiz suları ile Türkiye’nin en güzel plajları arasında ön plana çıkıyor.

Kadırga Koyu’nun kumsalında plaj tesisleri ve civarında ise her bütçeye uygun konaklama imkanları mevcut. Bölgenin biraz rüzgarlı ve denizin de serin olduğunu hesaba katmayı unutmayın!

15. Gümüşlük Koyu

Gümüşlük Koyu, Bodrum’un en güzel yerlerden biri olarak ön plana çıkıyor. Türkiye’nin en güzel tesislerinin ve koylarının bulunduğu Bodrum, aynı zamanda bir kruvaziyer gemisi limanı. Bu sebeple de yılda milyonlarca insanı kendine çekiyor.

Bodrum’un her koyu kendine has bir karaktere sahip. Bunlar arasında Akyarlar, Yalıkavak, Türkbükü, Gümbet ve Bitez turistik anlamda daha çok öne çıkıyor. Ancak Gümüşlük, bir sit alanı olması ve küçük pansiyonlar ile çevrili olması ile biliniyor.

Aslına bakarsanız Gümüşlük, Bodrum’un en pürüssüz plajı sayılmaz; ancak tüm özelliklerini bir arada değerlendirince, Gümüşlük sakinliği ve bakirliği ile ön plana çıkıyor.

Gümüşlük Koyu, Bodrum’u çok sevip de onun gürültüsünden uzak durmak isteyenler için bir güvenli liman. Plaj müziklerinin değil de, canlı müziklerin çalındığı ve hayatın diğer tatil beldelerinden yavaş aktığı bir yer.

Sahile çok yakın olan Tavşan Adası’na, Antik Çağ’da taşlarla döşenmiş olan yolun halen durduğu ve sahilden gözüken adaya denizin içinden yürünebilen bir yer.

Gümüşlük, modern tatil anlayışından uzak; kafa dinlemek için tatil yapan insanlar arasında, Türkiye’nin en güzel plajları arasında sayılıyor.

Önerilen Diğer Yazılar

Bu sitede başta İstanbul olmak üzere, Türkiye’nin tarihi ve doğal zenginliklerini tanıtmaya gayret ediyorum. Yazı arşivi içinde bu yazıyı okuyanların ilgisini çekebilecek iki yazı daha var ve bunları size tanıtmak isterim.

Öncelikle bu yazıda bahsetmiş olduğumuz plajların içinde bulunduğu tatil beldelerini tanıtan Türkiye’de tatile gidilecek yerler yazısını öneririm. Tatil planı yapıyorsanız bu yazı mutlaka işinize yarayacaktır.

Buna ek olarak tatil anlayışı deniz-kum-güneş üçlüsünden öteye gidenler için Türkiye’de gezilecek tarihi şehirler yazısını öneririm. Bu yazıda bir önceki paragrafta önerdiğim “yaz tatili” konseptinin dışındaki yerleri bulabilirsiniz.

Türkiye’nin En Güzel Plajları by Serhat Engül

Filed Under: Türkiye

About Serhat Engül

Merhaba, ben Serhat Engül. İstanbul'da faaliyet gösteren bir profesyonel turist rehberiyim. Bu sitede İstanbul tarihi ile ilgili yazılar bulabilirsiniz. Ayrıca elimden geldiğince İstanbul'un gölgede kalmış tarihi eserlerini de tanıtıyorum. Keyifli okumalar dilerim.

Reader Interactions

Leave a Reply Cancel reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Primary Sidebar

Sosyal Medya Linkleri

  • Facebook
  • Instagram
  • Pinterest
  • Twitter
  • YouTube

Istanbul Turist Rehberi

Merhaba, ben Serhat Engül. İstanbul'da faaliyet gösteren bir profesyonel turist rehberiyim. Bu sitede İstanbul tarihi ile ilgili yazılar bulabilirsiniz. Ayrıca elimden geldiğince İstanbul'un gölgede kalmış tarihi eserlerini de tanıtıyorum. Keyifli okumalar dilerim.

serhatengul

Geçenlerde rüyalar ile ilgili bilimsel bir değe Geçenlerde rüyalar ile ilgili bilimsel bir değerlendirme okumuştum. Bu yazıya göre rüyalar ve ilham dediğimiz şey tamamen bilinçaltının bir yansımasıydı. İnsan böyle düşününce insan zihninin ne kadar kompleks bir yapıya sahip olduğunu bir kez daha anlayıp irkiliyor. Aradan belli bir zaman geçti ve ben bu yazıyı okuduğumu bile unutmuştum. Rüyamda ise uluslararası bir müzik müsabakası vardı ve Türk sanatçı piyanosu ile muhteşem bir eser çalıyordu. Adam piyanonun tuşlarına öylesine seri ve (müziğin ritmine göre) sert bir şekilde basıyordu ki, ona delicesine özeniyor olsam da, hiçbir zaman onun gibi çalamayacağımı aklımdan geçiriyordum. Ben piyano eğitimi almamış olmama hayıflanırken eserini sonlandırdı ve seyirciyi selamlamaya başladı. Yalnız dev bir konser salonundaki seyircileri çılgına çeviren ve delicesine alkışlanan Türk piyanist, siyahi bir kardeşimizdi. Şimdi düşününce onu Fransız futbolcu Mbappe'ye benzettim. Ama bir dakika! Yoksa yıllar önce izlediğim "Green Book" filmindeki Don Shirley'e mi benziyordu. Hani şu siyahi Amerikalı piyanist ve onun İtalyan şoförünün maceralarını anlatan filmden mi anımsamıştım onu?! Eh işte bunlar hep bilinçaltı... :) Pandemi sırasında müzisyenlerin sorunları ile ilgili bir video izlemiştim. (Ben insan değil miyim? Bölüm 3) Orada röportaj veren efsane Türk müzisyenlerinden biri (Ahmet Güvenç), 13:20'den itibaren inanılmaz bir konuya giriyor ve "Gülpembe'yi nasıl bestelediniz?" sorusuna: "Ben yapmadım onların hepsi zaten var. Sen yeterince incelebilirsen ve çalışırsan oradan bir tanesini almana izin veriyorlar" demişti. Bu bana Storytel'de son dinlediğim kitap olan Orhan Pamuk'un "Kar" romanındaki şair KA'nın (Kerim Alakuşoğlu) Kars'ta kendisine gelen şiirleri bir telaşla not defterine yazmasını anımsatıyor. "Şiir geldi" diyen KA, yalnız kalabileceği en yakın yere gidip göklerden gelen ilhamı kağıda aktarıyordu. Storytel sayesinde son 2 ayda 6 kitap okudum. Üçü Orhan Pamuk'un kitaplarıydı. "Kafamda Bir Tuhaflık", "Benim Adım Kırmızı" ve son olarak da "Kar". Orhan Pamuk okuyan birinin edebiyata yakınlık duymaması imkansız olsa gerek. #serhatengul #istanbulturistrehberi
İstanbul'daki turizmin doğası gereği ne kadar İstanbul'daki turizmin doğası gereği ne kadar hareketli bir turist sezonu olursa olsun, Kasım sonunda itibaren işler yavaşlamaya başlar. Aralık, Ocak ve Şubat ayları ise oldukça sessiz ve sakin geçer. Bu durum her ne kadar ekonomik anlamda bir dezavantaj getirse de, bir yandan da insanın kendini yenilemesi için kucak dolusu boş zaman anlamına gelmektedir. Zaten turizm ile uğraşan biri senelik mali programını yaparken "winter is coming" durumunu her zaman göz önüne almak durumundadır. Bu sebeple de "Ağustos Böceği" değil, "Karınca" gibi davranmak gerekir. Velhasıl havaların soğuması ile oluşan boş zamanı değerlendirmek için birçok uğraş edindim. Bunlardan ilki kendimden daha tecrübeli rehberlerin turlarına katılıp İstanbul'a başka birinin penceresinden bakmak oldu. Gerçekten de bazen anlatan değil de, dinleyen tarafta olmayı çok seviyorum. Bir turist grubunun arasına karışıp "masum bir turist" olarak şaşkın şaşkın etrafıma bakınmak çok hoşuma gidiyor. Bir de eski rehberler ile arşınladığım semtlerle ilgili daha önce duymadığım keyifli öyküler dinliyorum. Uzun bir süre kendi bildiğiniz yerleri gezdirip, kendi bilgilerinizi paylaşınca bir çeşit körleşme yaşayabiliyorsunuz. Bu da sizin bir döngüye girmenize sebep oluyor. Bu zinciri kırmak için farklı kitaplar okumak, farklı insanlarla gezmek ve şehirde bolca yürüyüş yapmak gerekiyor. Bu arada daha önce Storytel'e yeni üye olduğumu ve çok memnun kaldığımı söylemiştim. Henüz iki ay dolmadan Sofie'nin Dünyası, Doğu Ekspresi'nde Cinayet, Bir Borsa Spekülatörünün Anıları kitaplarını bitirdim ve şimdi Orhan Pamuk'un bir kitabına başladım. İstanbul'u bu kadar seven biri olarak, Orhan Pamuk'un kitaplarını daha önce okumadığım için kendime hayret ediyorum. Şu an okuduğum (yani dinlediğim) "Kafamda Bir Tuhaflık" isimli kitabındaki İstanbul nostaljisinden çok keyif aldım. Kitap Beyoğlu başta olmak üzere İstanbul'un birçok semtinde 1950'lerden itibaren yaşanan dönüşümü okuyucuya ustalıkla aktarıyor. Böylece başka rehberlerin turlarında tekrar tekrar gezdiğim Beyoğlu'nun mahalleleri (Cihangir, Tomtom, Firuzağa v.b.) hakkında tamamlayıcı birçok bilgiye eriştim. #serhatengul #istanbulclues #istanbulturistrehberi
Storytel sayesinde uzun zamandır okumaya bir tür Storytel sayesinde uzun zamandır okumaya bir türlü vakit bulamadığım bir kitabı bitirdim. Yıllar önce Sofie'nin Dünyası'nı (diğer birçok kitap gibi) alıp kitaplığıma koymuştum ama okumaya fırsat bulamamıştım. Okuma önceliğini mesleğimle paralel olan tarih kitaplarına verdiğim için aldığım alternatif kitaplar yıllarca kenarda bekliyor. Geçen ay Storytel'e üye olunca sanal kitaplığıma ilk eklediğim iki kitap "Doğu Ekspresinde Cinayet" ve "Sofie'nin Dünyası" olmuştu. 19 saatlik bir kayıt olan Sofie'nin Dünyası'nın yalnızca bir haftada sonuna geldim. Bu sesli kitap işi gerçekten çok hoşuma gitti. Böylece müzik dinleyerek harcadığım zamanı harika bir uğraşla değerlendirme şansı buldum. Sesli kitap elbette basılı kitapların yerini tam olarak tutmuyor. Ben okuduğum kitapların altını çizip, bazen de özetini çıkardığım için kesinlikle aynı şey değil. Ancak kitaptan aldığım ilhamla birçok Wikipedia sayfasını karıştırdığım için aklımda çok şey kaldı. Her şeyden önce "Felsefe Tarihi" ile ilgili aklımda bir zaman çizelgesi oluştu. Genel anlamda bir çocuk kitabı olarak kabul edilse de, Sofie'nin Dünyası Antik Yunan döneminden günümüze kadar yaşamış olan filozofları aklınızda bir sıraya koyuyor. Bu sayede merak ettiğiniz felsefi akımlara ve filozoflara kitap dışında yaptığınız araştırmalar ile yoğunlaşabiliyorsunuz. Sesli kitap elbette yazılı kitap kadar akılda kalıcı olmayacaktır ama anladığım kadarıyla notlar alarak daha fazla fayda sağlamak mümkün. 2 senelik pandemi sonrası İstanbul'da Nisan'dan itibaren güzel bir turizm sezonu oldu. İşlerin ufaktan yavaşlamaya başladığı şu günlerde Storytel gibi birkaç uğraş daha buldum ve onları da günlük gibi kullandığım sayfamdan paylaşacağım. Marmaray geldiğinden beri vapura çok daha az biner olduk. Ama geniş vakitlerimde halen Eminönü-Kadıköy veya Beşiktaş-Kadıköy vapurları ile seyahat etmeyi çok seviyorum. Eğer turlarımda Kadıköy olursa da ulaşım için mutlaka vapur kullanıyorum. Vapur yolculuğu İstanbul'da yaşamanın en vazgeçilmez parçalarından biri. Bir dönem her gün kullanmaya çok alışmıştım ve tadını çok da çıkaramıyordum. Şimdi ara sıra bindiğim için turistik gezi gibi geliyor. :) #serhatengul #istanbulclues
Gezilerim sırasında en çok gözlemlediğim şey Gezilerim sırasında en çok gözlemlediğim şeylerden biri insanların bir öykü anlatılırken pür dikkat kesilmesi ve tarihten çok hoşlanmayanların bile dinlemeye başlaması. Bu sebeple gezdirdiğim her yerin tarihini ve öne çıkan özelliklerini bir öykünün parçaları gibi anlatıyorum. Baştan sona dinleyen kişi hem benim o tarihi eserle ilgili bildiğim hemen her şeyi öğrenmiş oluyor ve hem de parçalar birleştiğinde bir bütünlük oluşuyor. Bu da dinleyen kişiyi tatmin ediyor. Yeni bir şeyler öğrenme hissi gelişmiş zihinler için çok kıymetli bir şey. Para biriktirip sevdiğiniz bir şeyi almak ile benzer bir kavuşma algısı yaratıyor. Beni dinleyen birçok kişinin "Evet işte şimdi kafamda her şey yerine oturdu." dediğine çok şahit oldum. O an yüzlerindeki gülümseme benim için paha biçilemez oluyor. Bazı insanlar "Ben rehbersiz de pekala gezebilirim. Bilmediğim bir şeye de herhangi bir kaynaktan bakarım." diyorlar. Ancak kendilerine rehber tarafından verilen bilginin, uzun yılların içinden süzülerek geldiğini hesaba katmıyorlar. Yani bir bölgede uzmanlaşmış bir arkeolog, sanat tarihçisi veya tur rehberinin bildiklerini öğrenmeniz için onlarca kitap okumanız ve söz konusu yere onlarca ziyaret yapmış olmanız gerekiyor. Bu detayların size hazır olarak verilmesi, adeta size çok değerli bir şeyin sunulması gibidir. Bilgi çağımızın en kıymetli hazinesi olduğu için, gelişmiş zihinler "hedeflenen bilgiye" ulaştıklarında büyük bir zevk alıyorlar. Ben tarihin belli bir döneminde (Geç Antik Çağ ve Orta Çağ) uzmanlaşmaya çalışan bir rehberim. Elbette sunumlarım da bu dönem içinde kaldıkça daha vurucu oluyor. Ancak ben de az bildiğim ve çok ilgi duyduğum bir konuda başka bir uzmandan bilgi edindiğimde benzer bir hissi yaşıyorum. Karşımdaki insanın ağzından çıkan her kelimeye adeta dikkat kesiliyorum. Çünkü biliyorum ki o bilgileri edinmek için yıllar harcamak gerekiyor. Yapay zekanın birçok mesleği yok edeceğine dair bir algı var. Ancak insanlığın en eski mesleklerinden olan "öykü anlatıcılığı" yakın zamanda kaybolacak gibi değil. Bu kabiliyete sahip olan insanların daha uzun yıllar romanları okunur, filmleri izlenir ve anlatıları da dinlenir.
Son zamanlarda fark ettim ki, Youtube üzerinden y Son zamanlarda fark ettim ki, Youtube üzerinden yayın yapan belgesel kanallarının kalitesi inanılmaz yükselmiş. Epic History TV diye bir kanalda ünlü Doğu Roma generali Belisarius'un hayatını anlatan bir belgesele denk geldim ve çok keyif aldım. Adamlar her biri yaklaşık 25 dk süren 6 parçalık bir belgesel hazırlamışlar ve ortaya adeta bir şaheser çıkmış. Eskiden bu kalitede belgeselleri ancak BBC'de veya History Channel'da görebilirdik. Şimdi önümüzde sonsuz seçenek var. Belisarius, 500'lü yıllarda İstanbul'da (o zamanki adıyla Konstantinopolis) yaşamış bir Bizans subayıydı. 532 yılında yaşanan büyük Nika İsyanı'nın bastırılmasında kilit rol oynamıştı. Daha önce Belisarius'un Afrika ve İtalya seferlerini John Julius Norwich'in "Byzantium" adlı kitabından detaylıca okumuş ve çok keyif almıştım. Şimdi bu belgesel sayesinde bir animasyon tadında bir kez daha izledim. Bazen düşünüyorum da bazı insanlar ünlü olmak için doğmuş. :) Sen Bizans'ın gücünün zirvesinde olduğu 6. yüzyılda dünyaya gel ve Justinianus gibi bir imparator ile aynı dönemde tarihe adını yazdır. "Flavius Belisarius" adamın ismi bile söylerken insanın ağzını dolduruyor. Gerçi Justinianus da öyle! Ayasofya daha inşa edilir edilmez ilk bu adamlar gezdi. Vallahi insan kıskanıyor! Yine her zaman olduğu gibi yazdığım şeylerin eklediğim resimle bir alakası yok. :) Instagramı böyle bir günlük gibi kullanmaya devam edeceğim. Belki sonradan döner nelerle ilgilenmişim diye bakarım. Ha bu arada bu sevimli kediciğin arkasındaki tarihi bina ünlü Sirkeci Tren İstasyonu. Hani şu Şark Ekspresi'nin (Orient Express) son durağı olan yer. Storytel'den Agatha Christie'nin "Doğu Ekspresinde Cinayet" romanına başlamışken iyi denk geldi. #istanbulphotos #istanbulmoments #istanbulpage #istanbulblog #serhatengul #istanbulturistrehberi
Turlarım genelde Sultanahmet, Fener-Balat ve Beyo Turlarım genelde Sultanahmet, Fener-Balat ve Beyoğlu semtlerinde oluyor. Ancak turlardan sonra vakit buldukça çocukluk aşkım Kadıköy'e kaçıyor ve burada vakit geçiriyorum. İstanbul'da yabancı turistleri gezdirdiğim ve ballandıra ballandıra tarihini anlattığım yerler ile kendi vakit geçirmek istediğim yerler arasında biraz fark var. Örneğin turlarım biter bitmez Sultanahmet'i hemen terk ediyorum. Balat'ta vakit geçirmeyi biraz daha fazla sevsem de ilk sıralarda olduğunu söyleyemem. Buna karşın Eminönü ve Kadıköy ise İstanbul'da dolaşmayı en çok sevdiğim yerler. Üçüncü sıraya ise Beyoğlu'nun Tünel'den Galatasaray Lisesi'ne kadar olan kısmını koyabilirim. #istanbulphotos #istanbulmoments #istanbulpage #istanbulblog #serhatengul #istanbulturistrehberi
Yerebatan Sarnıcı 2015 ile 2020 yılları arası Yerebatan Sarnıcı 2015 ile 2020 yılları arasında kısmen tadilattaydı. Bu sebeple sarnıcın yarısına denk gelen bir bölümü göremiyorduk. 2020 yılında (pandemi sırasında) tamamen kapanan sarnıçtaki tadilat hızlandırıldı ve 2022'nin yaz aylarında yeniden açıldı. Şu sıralar İstanbul'da gezebileceğiniz en şık tarihi eserin, oldukça başarılı bir tadilat geçiren Yerebatan Sarnıcı olduğunu söyleyebilirim. İçerideki kırmızı ve yeşil ışıklar harika bir ambians yaratıyor. Son tadilattan sonra sarnıcı süsleyen modern sanat eserleri bazıları tarafından beğenildi, bazıları tarafından ise eleştirildi. Açıkçası ben beğenen taraftayım. Sarnıcın atmosferi ile uyum sağlayan hoş sanat eserleri eklenmiş oldu. Şu sıralar Ayasofya'nın önünde inanılmaz kuyruklar var. Bazı kısımlar (üst kat galerileri) de kapalı. Sultanahmet Camii tadilatta ve mavi çiniler inşaat iskelesinden dolayı görülemiyor. Topkapı Sarayı'nda ise Hazine Dairesi'nin restorasyonu henüz bitmedi. Daha başka birçok tarihi eser (Kariye Camii, Fehiye Müzesi v.b.) tadilatlar sebebi ile kapalıyken Yerebatan Sarnıcı'nın tüm görkemiyle geri dönmesi güzel oldu. Darısı diğer yerlerin başına diyelim. #istanbulphotos #istanbulmoments #istanbulpage #istanbulblog #serhatengul #istanbulturistrehberi
Dünyada kedilerin bu kadar yaygın yaşadığı b Dünyada kedilerin bu kadar yaygın yaşadığı bir şehir var mıdır bilmiyorum. Ben gezdiğim yerler arasında hiç görmedim. Avrupa'da zaten sokaklarda hayvan gezmiyor. Hindistan'da biraz kedi görmüştüm ama çok zayıf ve bakımsızlardı. Bizim kedilerin onlara göre maşallahı var. Elbette kışın onlar için hayat biraz zorlaşıyor. Bir de trafik belası var. Ama bağışıklık sistemi sağlam olan kediler, araçlardan ve türlü beladan kendini koruyup uzun bir yaşam sürebiliyor. Son dönem Sirkeci Garı'nda bir kedi kolonisi görüyorum. Bu yaz başında hepsi yavruydu, şimdi büyüdüler. Sultanahmet, Fener Balat, Cihangir ve Kadıköy zaten kedi dolu. Onların mutlu ve huzurlu olduğunu gördükçe ben de seviniyorum. Bagajda koca bir kutu kedi maması taşımak 7 yıldır alışkanlık oldu. Doğadan soyutlanmış ve stresle dolu şehir hayatında belgesel izler gibi kedileri izliyor ve terapi misali ruhumuzu tedavi ediyoruz. Çok yaşayın minikler! #istanbulphotos #istanbultravel #istanbultrip #istanbulmoments #istanbulpage #istanbulblog #istanbullife #cats #catsoftheworld #serhatengul #istanbulturistrehberi
It is a great pleasure to wander in the historical It is a great pleasure to wander in the historical bazaars of Istanbul. Especially getting lost in the Grand Bazaar is a funny experience for every first time tourist in Istanbul. Home to more than 3000 shops spread over 67 streets, the Grand Bazaar is like a gigantic labyrinth. Here you can buy many things about Turkish handicrafts. Among the main things that can be found in the Grand Bazaar are Turkish carpets, Iznik tiles, scarves, bags and watches. However, what stands out in front of all in terms of visuality are colored lanterns. #istanbulphotos #istanbultravel #istanbultrip #istanbulprivateguide #istanbullocalguide #istanbultourguide #istanbulmoments #istanbulpage #istanbulblog #photography #istanbullife #serhatengul #istanbulturistrehberi
There is a giant mosque on the top of the Historic There is a giant mosque on the top of the Historic Peninsula, which can be seen from almost anywhere in Golden Horn. This mosque was built in the 16th century by Mimar Sinan, the most famous architect in Ottoman history. This mosque, which was built on one of the most prominent hills of old Istanbul, was built in the name of Sultan Suleyman, who was the ruler during the peak years of the empire. The Suleymaniye Mosque overlooks the city from a hill. On the other hand, there is another mosque on the left of the photograph, which looks like its little baby. This second mosque was built for Rustem Pasha. He was married to the daughter of Suleyman the Magnificent and was also a Grand Vizier. Rustem Pasha Mosque, which hosts the most beautiful examples of Iznik tiles, is one of my favorite mosques in Istanbul. Since the Blue Mosque is under restoration these days, we cannot see the magnificent tiles inside. But similar tiles can be seen in the Rustem Pasha Mosque. #istanbulphotos #istanbultravel #istanbultrip #istanbulblog #istanbulmoments #istanbullife #serhatengul #istanbulturistrehberi
Fener Balat walking tour is one of the most enjoya Fener Balat walking tour is one of the most enjoyable activities to do in Istanbul. Here you can visit hundreds of years old mosques, churches and synagogues. You can also take pictures of colorful houses and retro cafes. Fener and Balat are also one of the districts of Istanbul that stand out with their cats. Many stray cats live on "Kiremit Street", where there are colorful houses. #istanbulphotos #istanbultravel #istanbultrip #cats #istanbulcats #istanbulblog #instagood #instadaily #instacool #photography #istanbullife #serhatengul #istanbulturistrehberi
Ortakoy is one of the most beautiful districts in Ortakoy is one of the most beautiful districts in Istanbul. Having breakfast in "Ortakoy" at the weekend and walking to "Bebek" is one of my favorite activities as an Istanbulite. Ortakoy Mosque is the most iconic mosque of the Bosphorus shores. Almost everyone in Istanbul has a photograph of the Ortakoy Mosque and the Bosphorus Bridge in the background. #istanbulphotos #istanbultravel #istanbultrip #istanbulprivateguide #istanbullocalguide #istanbultourguide #ortakoy #ortaköysahil #ortaköycamii #istanbullife #serhatengul #istanbulturistrehberi
The history of GALATA TOWER goes back to the 14th The history of GALATA TOWER goes back to the 14th century. During the Byzantine period, some Italian trade colonies were given commercial privileges. Among them were the Venetians and the Genoese. During the Middle Ages, the Golden Horn was a dividing line between Orthodox and Catholics. Orthodox peoples lived in Constantinople to the south of the Golden Horn, and Catholics lived within the walls of Galata in the north. In 1204, during the Fourth Crusade, the Latins invaded and plundered Constantinople. The "Venetians" fell out of favor with Byzantium for helping this plunder. Since the "Genoese" supported Byzantium, the Galata region was allocated to them. The Genoese built the Galata Tower in 1348 to observe and protect the harbor on the Galata coast. The contribution of the Genoese to Istanbul was not limited to this. For example, Yoros Castle on the Black Sea coast was also built by them. After the Ottomans conquered Constantinople in 1453, they wanted to continue trade. In this way, Venetians and Genoese preserved their privileges as in the Byzantine period. Galata Tower was also used as a fire watchtower in the last period of the Ottoman Empire. Firefighters would see the fires in the city from here and go to help. The tower was converted into a museum during the republic period and became the best place to watch the panoramic view of Istanbul. #istanbulphotos #istanbultravel #istanbultrip #istanbulprivateguide #istanbullocalguide #istanbultourguide #instagood #instadaily #instacool #galatatower #istanbullife #serhatengul #istanbulturistrehberi
Fener and Balat walk is one of the most popular ac Fener and Balat walk is one of the most popular activities among Istanbulites in recent years. The most beautiful streets to take photos in these districts are "Kiremit Street" (the place seen in the picture) and the nearby "Merdivenli Yokus Street". I think this is one of my favorite photos in my archive. In 2018, I took my favorite lenses, "Tokina 11-16mm" (Ultra wide angle) and "Tamron 17-50mm", and went to visit Fener and Balat districts. That day was quite productive for me in terms of photography. I decorated many articles I wrote on "IstanbulClues.com" about these districts with the photos I took during this walk. Of course, many things have changed since then. For example, in my recent visits, I cannot see the iconic street art works in front of "Atolye Kafasi", the famous cafe of the district. There were pictures of the most famous actors and actresses of Turkish cinema, but they are no more. Similarly, while some things have lost their popularity in Fener and Balat in recent years, others have come to the fore. If you want to learn more about this subject, you can paste this link into your browser and read the related article on my blog: https://istanbulclues.com/istanbul-fener-balat/ #istanbulphotos #istanbultravel #istanbultrip #istanbulfener #istanbulbalat #balat #balatistanbul #feneristanbul #fenerbalat #istanbultourguide #instagood #instadaily #instacool #istanbullife #serhatengul #istanbulturistrehberi
Istanbul's Historical Peninsula has always been an Istanbul's Historical Peninsula has always been an important center since the 7th century BC. The story of Old Istanbul begins with the Ancient Greek city of "Byzantium", continues with the Roman capital "Constantinople", and extends to the Ottoman capital "Istanbul". Today, the most important historical monuments of Istanbul, such as Hagia Sophia, Blue Mosque, Topkapi Palace, Grand Bazaar and Spice Bazaar, are all located in the Historic Peninsula. Surrounded by Roman walls, this area forms the core of Istanbul. The Galata Bridge in the photo connects Old Istanbul and relatively Modern Istanbul (Beyoglu and beyond). The mosque seen on the horizon is the Suleymaniye Mosque, the largest and most beautiful mosque in Istanbul. #istanbulphotos #istanbultravel #istanbultrip #istanbulprivateguide #istanbullocalguide #istanbultourguide #instagood #instadaily #instacool #photography #istanbullife #serhatengul #istanbulturistrehberi
Istanbul is a city famous for its stray cats. The Istanbul is a city famous for its stray cats. The most famous of these cats was Gli, who lived in Hagia Sophia for 15 years. Gli became an angel a few years ago. But there are still many beautiful cats in the Old City. There is a documentary called "Kedi", which reflects the life of stray cats in Istanbul. You can find this documentary, which also has an English version, on Youtube. Thus, as you see Istanbul through the eyes of cats, you can also see how the majority of Istanbulites are passionately attached to cats. I guess I am one of those cat-loving Istanbulites. Because I always keep a box of cat food in the trunk of my car. So I feed the cats in front of my house at least once a day. #cats #catsofistanbul #catsofinstagram #istanbulphotos #istanbultravel #istanbullife #istanbulprivateguide #istanbullocalguide #istanbultourguide #instagood #picoftheday #instadaily #instacool #photography #serhatengul #istanbulturistrehberi
Baghdad Pavilion is one of the most special struct Baghdad Pavilion is one of the most special structures in Topkapi Palace. The mansion is located in the fourth courtyard of the palace and overlooks the Golden Horn. One of the last representatives of the classical period architecture of the Ottoman Empire, the pavilion has decoration items such as calligraphy, pencil works, pearl inlaid cabinets and Iznik tiles. #istanbulphotos #istanbultravel #istanbultrip #istanbulprivateguide #istanbullocalguide #istanbultourguide #instagood #picoftheday #instadaily #instacool #photography #istanbullife #serhatengul #istanbulturistrehberi
Galata Tower is one of the buildings from the Byza Galata Tower is one of the buildings from the Byzantine period in Istanbul. The tower was built in the 14th century by the Genoese trading colony to guard and watch over the port of Constantinople. Today, the area around the Galata Tower is one of the most lively squares in the city. It is a great pleasure to sit in one of the cafes surrounding Galata Square, known as "Kuledibi" in the local language, and watch the flow of life. You can also shop in the streets surrounding the tower (eg Serdar-i Ekrem Street and Buyuk Hendek Street). Neve Shalom, the most important synagogue of Istanbul, is also located in this vicinity. #istanbulphotos #istanbultravel #istanbulmoments #istanbulprivateguide #istanbullocalguide #istanbultourguide #instagood #picoftheday #instadaily #instacool #photography #istanbullife #serhatengul #istanbulturistrehberi
Hagia Sophia was converted from a museum to a mosq Hagia Sophia was converted from a museum to a mosque in July 2020. For this reason, the famous mosaic of Mary and Jesus in the apse was covered with curtains. According to Islamic rules, it is not allowed to have human images in a place of worship through sculpture or painting. For this reason, this mosaic, which is at eye level of those who pray, is now closed. However, those who want to trace the mosaics from the Byzantine period in Hagia Sophia can still see the "Emperor Leo VI mosaic" and the "Emperors Constantine and Justinian mosaic" Unfortunately, the upper floor galleries are still closed and therefore the mosaics there cannot be seen. Those who want to visit Hagia Sophia should consider that the mosque is open to visitors from 10:00 in the morning. #istanbulphotos #istanbultravel #istanbulprivateguide #istanbullocalguide #istanbultourguide #instagood #picoftheday #instadaily #instacool #photography #istanbulclues #serhatengul #istanbulturistrehberi
İstanbul'da en sevdiğim kahve mekanlarından bir İstanbul'da en sevdiğim kahve mekanlarından biri Kadıköy Çarşısı'nda bulunan Montag. Buradan kahve içerken gelip geçeni izlemek çok keyifli oluyor. Bir de kahveleri inanılmaz lezzetli. Özellikle "Bombe Natural" adlı kahve çekirdeğinin aroması muhteşem! #istanbul #istanbulblog #istanbulfotoğrafları #istanbuldayasam #istanbullovers #istanbultrip #istanbulphotos #istanbultravel #istanbulpage #istanbulmoments #istanbullife #serhatengul #istanbulturistrehberi
Load More Follow on Instagram

Footer

Istanbul Tarih Yazıları

Merhaba ben Serhat Engül. Sayfamda İstanbul’un tarihine dair yazılar bulabilirsiniz. Roma döneminden başlayıp, Bizans ile devam eden ve Osmanlı İmparatorluğu ile sona eren bir yazı dizisi olmasını planlıyorum.

İstanbul ile ilgili daha ayrıntılı bir gezi rehberi okumak isterseniz, IstanbulTuristRehberi.com isimli sitemi de ziyaret edebilirsiniz. Keyifli okumalar dilerim.

Son Yazılar

  • Türkiye’de Gezilecek Tarihi Şehirler (Güncel → 2023)
  • Türkiye’de Tatile Gidilecek Yerler (Güncel → 2023)
  • Türkiye’nin En Güzel Plajları Listesi (Güncel Bilgi → 2023)
  • Kapadokya Manastırları & Kiliseleri Hakkında Bilgi (2023)
  • KAPADOKYA’da Gezilecek Yerler (Güncel Liste → 2023)

Powered by Reborn Travel

blank

İçerikler İzinsiz Kopyalanamaz © 2023