Nemrut Dağı, Türkiye’de gün doğumunu izlemek için en güzel yerlerden biri. Bu sebeple her yıl binlerce yerli ve yabancı turist, dağın zirvesine tırmanıyor ve güneşin doğuşunu izliyor. Ancak dağın ziyaretçilerine sunduğu tek şey manzara değil. Zirvede bulunan gizemli heykeller de en az manzara kadar ziyaretçi çekiyor.
Bu yazıda Nemrut Dağı’nın tarihi hakkında özet bilgiler bulabilirsiniz. Özellikle Kommagene Krallığı döneminde dağın zirvesine yerleştirilmiş olan heykellerin ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Ayrıca Nemrut Dağı’nın güncel giriş ücreti ve ziyaret saatleri de not edilmiştir.
Nemrut Dağı’nın Tarihi Hakkında Bilgi
Nemrut Dağı’nın tarihi milattan önce 70 ile 36 yılları arasında hükümdarlık yapmış olan Kommagene Kralı I. Antiokhos‘a kadar uzanıyor.
Elbette Nemrut Dağı’nın jeolojik geçmişi çok daha eskiye dayanıyor. Ancak biz daha çok bu dağı meşhur eden mitolojik heykellerin tarihine yoğunlaşacağız.
Zerdüştlük ve Antik Yunan mitolojisi arasında bir bağ kuran bu heykellerin tarihini layıkıyla anlatmak için, Büyük İskender döneminden başlamakta fayda var.
Çünkü Batı ile Doğu’nun kültürel etkileşimi, Büyük İskender’in Antik Yunanistan‘dan başlayan ve Hindistan’a kadar devam eden askeri seferleri sayesinde oldu.
1. Büyük İskender

Makedonya İmparatorluğu‘nun kralı II. Philip, M.Ö. 336 yılında bir suikaste kurban gitti. Yerine geçen oğlu İskender (Alexander) ise dünyanın kaderini değiştirecek biriydi. Günümüzün Yunanistan sınırları içindeki Makedonya’da taç giyen Büyük İskender, krallığında huzuru sağladıktan hemen sonra sefere çıktı.
Anadolu’ya 32.000 piyade ve 5100 süvari ile giriş yapan İskender, güçlü Pers krallığını Küçük Asya‘dan söküp attı. Uzun yıllardır Pers işgalinde olan Yunan şehir devletleri, İskender’i bir kahraman gibi karşılamıştı. Özgürleştirilen şehirlerden biri, günümüzün en meşhur antik kentlerinden olan Efes‘ti.
Dünyanın en büyük imparatorluğunu kurmaya niyetli olan İskender, önce İran‘a, sonra Antik Mısır‘a ve nihayetinde Hindistan‘a kadar ilerlerdi. Bilinen dünyanın büyük bir bölümünü ele geçiren İskender, yaptığı askeri seferler aracılığı ile antik medeniyetlerin kültürel mirasını da birbiriyle harmanlamıştı.
Büyük İskender sayesinde Antik Yunan mirası tüm dünyaya yayıldı. Batı ile Doğu arasında adeta bir kültür köprüsü oluştu.
2. Diadokhlar Dönemi

Tahtta kaldığı 14 yıl içinde fırtına gibi esen Büyük İskender, 32 yaşında ateşli bir hastalıktan hayata gözlerini yumdu. Ancak bu kısacık süre içinde hayallerini gerçekleştirmeyi başarmıştı. Büyük İskender’in ölümünün ardından, generalleri başa geçti.
Makedonya İmparatorluğu artık dörde bölünmüştü. Kassandros (Cassander), Ptolemaios (Ptolemy), Lisimahos (Lysimachus) ve Seleukos (Seleucus) adlı generaller, Diadokhlar Dönemi adıyla bilinen Halefler Dönemi’nin kralları olmuşlardı.
İskender’in generallerinden Seleukos’un imparatorluğu, günümüzün Güneydoğu Anadolu, Suriye, Irak ve İran bölgelerini kapsıyordu. M.Ö. 313 yılında kurulan Seleukos İmparatorluğu, M.Ö. 190 yılına kadar bölgeye hükmetti. Ancak 190 yılında patlak veren Magnesia Muharebesi‘nde, Roma İmparatorluğu tarafından yenilgiye uğratıldı. Ağır bir mağlubiyet alan imparatorluk yıkılmaya yüz tutmuştu.
Seleukos İmparatorluğu’nun zayıflamasıyla, bölgedeki bazı krallıklar özgürlüğünü ilan etti. Bunlardan biri de, yazımızın ana konusunu oluşturan Kommagene Krallığı idi. M.Ö. 163 yılında kurulan Kommagene Krallığı, günümüzün Adıyaman, Gaziantep ve Kahramanmaraş illerini kapsıyordu.
3. Kommagene Krallığı

Kommagene Krallığı‘nın tarihinden bahsederken, Büyük İskender dönemine kadar geri gitmemizin sebebi, o dönemdeki kültürel etkileşimi vurgulamaktı. Batı ile Doğu kültürlerini sentezleyen Büyük İskender, bununla da yetinmeyip Pers Kralı III. Darius‘un kızı ile evlenmişti. Öykümüzün kahramanı Kral I. Antiokhos da bu olaylardan esinlenen bir kişilikti.
I. Antiokhos, Kommagene Krallığı’nı milattan önce 70 ile 36 yılları arasında yönetti. Anne tarafından Makedonya Kralı Büyük İskender, baba tarafından ise Pers Kralı Büyük Darius soyundan geldiğini iddia ediyordu. Bu sebeple de Batı ve Doğu kültürlerini harmanlamak istiyordu.
4. Nemrut Dağı Heykelleri

Kral Antiokhos çok tanrılı Yunan mitolojisi ile Zerdüştlük arasında bir bağ kurmak istedi. Bu amaçla da deniz seviyesinden 2100 metre yükseklikteki Nemrut Dağı’na muhteşem bir tapınak inşa ettirdi. Hem Tapınak, hem de anıt mezar işlevi görecek bu yapının çevresini de yerden 8 metre yükseklikteki heykeller ile süsledi.
Nemrut Dağı Heykelleri, Antik Yunan ve Pers dinlerindeki tanrıların birer yansımasıdır. Bize daha tanıdık gelecek Yunan Mitolojisi ile yorumlarsak, heykeller Zeus, Apollon ve Herkül‘e aittir. Ancak bu figürler, aynı tanrıların Pers dinindeki karşılığını da temsil etmektedir. Bunlara ek olarak iki aslan ve iki kartal heykeli de vardır.
Antiokhos’un Pers ve Makedonya soyundan atalarını temsil eden insan kabartmaları da oldukça etkileyicidir. Heykellerin üzerindeki sanatsal yorum Grek, Pers ve Ermeni kültürünün etkilerini taşır.
Kommagene Kralı I. Antiokhos kendi heykelini de tüm bu sembolik figürlerin arasında yerleştirmiş ve tüm kutsal karakterlerle özel ilişkisini vurgulamıştır. Antiokhos’un kendini Tanrı-Kral ilan ettiği ve öldükten sonra kutsal bir kişilik olarak tapınılmayı istediği açıktır.
Nemrut Dağı Giriş Ücreti 2025
Nemrut Dağı giriş ücreti 2025 yılında 10 Euro’dur. Ancak bu yabancı turistler için belirlenmiş olan fiyattır. Türk vatandaşları müzekart alarak ören yerini ücretsiz gezebilirler. Bilet fiyatları en son 1 Nisan 2025 tarihinde güncellenmiştir.
Nemrut Dağı Ziyaret Saatleri 2025
Nemrut Dağı ziyaret saatleri sabah 04:00 ile akşam 21:00 saatleri arasındadır. Nemrut Örenyeri, haftanın her günü ziyaret edilebilir. Açılış ve kapanış saatleri ile ilgili bilgiler en son 1 Nisan 2025 tarihinde güncellenmiştir.
Türkiye’deki müzelerin giriş saatlerinde etkinliklere ve tadilatlara bağlı olarak değişiklik olabilir. Bu sebeple gitmeden önce Nemrut Örenyeri’nin resmi internet sitesini ziyaret edip, son durumu gözden geçirmenizi öneririm.
Önerilen Diğer Yazılar
Nemrut Dağı, son yıllarda popüler kültürde de kendine yer buldu. Örneğin son dönemde yayınlanmış olan Netflix dizisi Atiye‘nin bazı sahneleri Nemrut Dağı’nın mitolojik heykellerinin olduğu yerde geçiyordu.
Aynı dizide tarihi en eski tapınağı olarak kabul edilen Göbeklitepe‘yi de bolca gördük. Bunların haricinde Türkiye’nin önemli tarihi zenginliklerinden olan Trabzon’daki Sümela Manastırı, Aksaray’daki Ihlara Vadisi ve Kars’taki Ani Harabeleri isimli yazılarıma da göz atabilirsiniz. İyi okumalar dilerim.
Nemrut Dağı Hakkında Kısa Bilgi by Serhat Engül
Leave a Reply