Türkiye, dört bir yanındaki tarihi eserler ve doğal güzelliklerle her yıl milyonlarca turistin ilgisini çeken bir ülke. Türkiye’de gezilecek tarihi şehirler, sadece yurt dışından gelen yabancı turistler için değil, Türkiye‘yi keşfetmek isteyen yerli turistler için de bir cevher.
Daha önce Türkiye’de tatile gidilecek yerler diye bir yazı yayınlamıştım. O yazıda daha çok yaz tatili üzerine öneriler paylaştım. Şimdi ise, Türkiye’de gezilecek tarihi yerler başlığı altında, kültür turizmi için gidilecek en güzel yerleri paylaşmak istiyorum. Size ilham vermesini dileyerek başlayalım.
Türkiye’de Gezilecek Tarihi Şehirler 2025
Türkiye’de gezilecek tarihi şehirler listesi (2025 yılı için güncellendi) 12 noktadan oluşuyor. Elbette Türkiye’de bunların haricinde görülecek birçok tarihi ve turistik yer var. Ancak yazının makul bir uzunlukta ve okunabilir olması amacıyla aralarından seçim yapmak zorunda kaldım.
1. İstanbul

1985 yılından beri UNESCO dünya miras listesinde bulunan İstanbul, tüm dünyada en popüler turistik şehirlerden. Avrupa ve Asya kıtalarını buluşturan İstanbul’un tarihi alanları, bir günde gezilemeyecek kadar fazla.
Örneğin İstanbul’da 400 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu‘nun en önemli padişahlarının yaşadığı Topkapı Sarayı ve Harem Dairesi görülebilir. Eğer sarayı güzel bir bahar gününde gezerseniz, kendinizi bir doğa yürüyüşüne çıkmış gibi hissedersiniz. Zira Topkapı Sarayı, doğa ile iç içe, bol manzaralı bir yerdir.
1500 yıl önce 11.000 kişinin geceli-gündüzlü çalışması ile yalnızca 5 senede inşa edilmiş olan Ayasofya, dünyanın en ünlü tarihi eserlerinden biridir. Yıllara meydan okuyan duvarları, Mimar Sinan’ın eklediği payandaların da yardımıyla bugüne kadar ulaşmıştır. Bu dünya mirası eseri görmeden geçmek olmaz.
Süleymaniye Camii, bir kartal yuvası edasıyla şehr-i İstanbul’a tepeden bakar. Osmanlı’nın 46 yıl hüküm süren ve Avrupa’da “Muhteşem Süleyman” olarak bilinen padişahına (Bkz: Kanuni Sultan Süleyman) adanmıştır.
İstanbul’da şehir hatları vapuru ile bir Boğaz Turu yapmak, sizi İstanbul’un tüm ihtişamıyla yüzleştirir. Güzel bir ilkbahar gününde, tam da şehirde erguvan ağaçları ve laleler filiz vermişken İstanbul’u izlerseniz, yıllara meydan okuyan güzelliğine şahit olabilir ve yaşama sevinci verdiğini hissedebilirsiniz.
2. Kapadokya

Kapadokya’nın sunduğu güzelliklere sahip bir coğrafi oluşum dünyada enderdir. Kapadokya’da gökyüzüne balonla yükselip peri bacalarını seyretmek, adeta destansı bir deneyim vaat eder.
Kapadokya coğrafyası, tarihin en önemli ticaret rotası olan İpek Yolu’nun önemli kavşaklarından biriydi. Bu eşsiz konumu tarih boyunca Kapadokya’yı kültürel anlamda besleyen bir özellik olmuştur.
Bu arada Kapadokya‘nın Türkiye‘nin dört şehrine (Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri) yayılan devasa bir bölge olduğunu da vurgulamak gerekir. Coğrafi önemi sebebiyle Kapadokya, Roma İmparatorluğu haritasındaki eyaletlerden biriydi.
Kapadokya, erken Hristiyanlık döneminde Roma askerlerinden saklanarak ibadet etmek zorunda kalanların inşa ettiği vadi kiliseleri ile bilinir. Bu Hristiyan topluluklar savaş zamanlarında yeraltına inşa ettikleri şehirlerde yaşamışlardı. Bunlar günümüzde gezilebilmektedir.
Kapadokya’nın panoramik resimlerinde en çok ilgi çeken yerlerden Uçhisar ve Ortahisar gibi Orta Çağ kalelerini de gezebilirsiniz. Bölgedeki bazı oteller bu gibi tepelere oyulmuş mağaralarda konaklama imkanı sunmaktadır.
Son olarak Kapadokya’da balon turlarına katılabilir ve Kapadokya’da gezilecek tüm yerlere kuşbakışı olarak bakabilirsiniz. Sabaha karşı başlayan bu balon turları, güneşin doğuşuna şahitlik etmenizi ve harika instagram fotoğrafları çekmenizi sağlar.
3. Adıyaman

Adıyaman‘daki Nemrut Dağı’ndan güneşin batışını seyretmek için her yıl binlerce turist, uzak diyarlardan geliyor. Apollo ve Zeus gibi Mitolojik ilahların heykellerinin bulunduğu Nemrut Dağı, UNESCO’nun dünya kültür mirası ilan ettiği bir yer.
Nemrut Dağı’ndaki mitolojik tanrıların dev heykelleri, Commagene Kralı I. Antiochus tarafından yaptırılmış. Roma ve Pers İmparatorlukları arasında sıkışmış bir medeniyet olan Commagene‘nin Kralı, kendini Tanrı-Kral ilan etmiş ve minnet duyduğu ilahların arasına kendi heykelini de eklemiş.
Nemrut Dağı‘nın insanı derinden etkileyen mistik bir atmosferi var. Bu sebeple insanlar bir dağın tepesine gece karanlığında çıkmayı göze alıyorlar. Sabahın erken saatlerinde dağın dorukları adeta buz kesiyor. Elbette tüm bu gayretlerin amacı, dağın doruklarından eşsiz güzellikteki gündoğumunu izlemek. Ancak güneş ufukta yavaşça yükselirken, tüm bu zahmete değdiğine ikna oluyorsunuz.
Türkiye’nin her yerini gezmiş olan ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler, Nemrut Dağı’nın Türkiye’nin en güzel tarihi yeri olduğunu söylemiş. İşin enteresan tarafı, bu anıtsal tapınağın varlığı Commagene Krallığı‘nın sona ermesi ile unutulmuş ve 1881‘de bir jeolog tarafından yeniden keşfedilmiş. “Hadi canım nasıl olur?” diyorsanız, İstanbul’un göbeğindeki Yerebatan Sarnıcı’nın bile unutulabildiğini not düşeyim.
4. İzmir

İzmir’in turistler tarafından çok ilgi görmesinin başlıca sebebi, elbette Efes Antik Kenti‘nin varlığıdır. Antik Yunan ve Roma dönemlerinin izlerini taşıyan Efes, Doğu Akdeniz‘in en iyi korunmuş antik kenti olarak bilinir. Efes’in ana yolu olan Kuretler Caddesi‘nde yürüyenler, adeta zamanda yolculuk yapmış gibi hissederler.
Tarihte Roma’nın “Asya Eyaletleri Başkenti” olan Efes’te gezilecek yerler arasında; Artemis Tapınağı, Celsus Kütüphanesi, Hadrian Tapınağı gibi dünya çapında önemli eserler geliyor. Günümüzde yalnızca temeli ve birkaç sütunu kalmış olan Artemis Tapınağı, Antik Dünya‘nın en önemli dini mabedlerinden biriydi. Özellikle şehir halkının tapınağa olan inancı ile ilgili efsaneler oldukça ilginçtir.
Bu arada Efes‘teki Meryem Ana Evi‘nin varlığı sayesinde, Efes’in Hristiyanlar için “Hac Yolu” üzerindeki önemli duraklardan biri olduğunu da ekleyelim. Hz. İsa‘nın Hristiyan inancına göre çarmıha gerilmesinden sonra, havarileri dünyaya onun öğretisini yaymak için dağılmış ve yaygın inanışa göre Hz. Meryem de Efes kentine gelmiştir.
Eğer Efes Antik Kenti’ne yolunuz düşerse, antik kentin içinde bulunduğu Selçuk ilçesinde bir gece konaklamanızı öneririm. Çünkü Efes asırlar boyunca bir din ve kültür merkezi olduğu için tarihi eserler açısından oldukça zengindir.
Eğer Efes civarını keşfetmek isterseniz benim Selçuk ilçesinde gezilecek yerler yazıma da göz atabilirsiniz. Bu yazıda Efes’in Roma, Bizans ve Selçuklu dönemlerinden kalan eserleri tanıtılmaktadır.
5. Trabzon

Trabzon‘daki Karadağ’ın eteklerinde, sarp kayalıklar üzerinde konumlanan Sümela Manastırı, özellikle Hristiyanlar için büyük önem taşıyan bir tarihi eser. Yerli halk arasında “Meryem Ana Manastırı” olarak bilinen bu kutsal mekan, 386 ile 1923 tarihleri arasında Hristiyan din adamlarının ibadet amacıyla inzivaya çekildiği ve kendilerini dünya nimetlerinden soyutladıkları bir yer olmuş.
Günümüzde bir müze haline gelen manastır, sarp bir tepenin yamacında konumlanıyor. Manastırın size vaat ettiği güzellikleri görebilmek için, önce dik yokuşları tırmanmanız gerekiyor. Ancak karşılaştığınız mistik atmosferi görünce, aynı Nemrut Dağı‘nda olduğu gibi “İyi ki gelmişim!” diyorsunuz.
Hıristiyan inancına göre bu manastırın yeri, sonradan azizlik mertebesine yükselen iki keşiş tarafından belirlenmiş. Rivayete göre, 4. yüzyılda yaşayan Barnabas ve Sophronios isimli keşişler, aynı gece Hz. Meryem‘i (kucağında bebek İsa ile) rüyalarında görürler.
Birbirini tanımayan iki keşiş rüyada Meryem Ana’nın peşine düşer ve onu bu tepeye kadar takip ederler. Uyandıklarında rüyada kendilerine tarif noktaya giderler ve orada birbirleriyle karşılaşırlar. Yani ikisi de aynı rüyayı görmüştür ve böylece buluştukları noktada Sümela Manastırı inşa edilir.
Hristiyanlık tarihinde en çok değer verilen ikonalardan “Panagia Soumela” İkonası geçmişte bu manastırdaydı. Rivayete göre bu ikona bizzat Hz. İsa‘nın öğrencisi ve İncil yazarı Aziz Luka tarafından yapılmış ve boyanmıştır. Sümela Manastırı’nda bulunan bu ikonanın mucizeler yarattığına inanılır.
İkona, 1923’teki nüfus mübadelesi sırasında, Türkiye‘yi terk eden rahipler tarafından yakındaki bir kilisenin zeminine gömülmüştü. 1930’larda Yunanistan‘ın başbakan düzeyindeki ricası üzerine yapılan kazıda bulundu ve iade edildi. Günümüzde bu ikonanın şerefine Yunanistan’da inşa edilmiş olan bir kilisenin içinde muhafaza edilmektedir.
6. Çorum

Hitit Devleti’nin başkenti olarak bilinen Hattutaş, Ankara’nın yaklaşık 200 km uzağında, Çorum ilinin Boğazkale ilçesinde konumlanır. 2300 yıl önce Hitit Uygarlığı‘nın başkentliğini yapmış olan bu antik şehir, Türkiye’de gezilecek en önemli tarihi ve turistik yerler arasındadır.
Hititler, Anadolu tarihine iz bırakmış devletlerden biri olarak bilinir. Babil‘i fethetmişler ve o dönemde çok güçlü olan Antik Mısır firavunlarına meydan okumuşlardır. Anadolu‘yu hakimiyet altına alan ve Orta Doğu liderliği için Mısırlılar ile çatışan Hititliler, dünyanın ilk yazılı antlaşmasına da imza atan taraflardan biridir.
Hititler ile Mısırlılar arasında yapılan bu tarihi barış antlaşmasının (Bkz: Kadeş Barış Antlaşması) tableti, günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenir.
Hititlerin dini inancı Antik Yunan ve Helenistik dönem inançlarından oldukça farklıdır. Bu sebeple Hititlerin bu coğrafyaya nereden geldikleri halen tartışma konusudur. “Bin Tanrılı Şehir” olarak tarihe adını yazan Hattutaş’ta en çok saygı duyulan Tanrı ise “Fırtına ve Gökyüzü Tanrısı” Teşup olarak bilinir.
Hititlerin günümüze bıraktığı en etkileyici eser, Yazılıkaya Kabartmaları‘dır. Büyük bir kaya üzerine Hitit Tanrıları‘nın resmedildiği Yazılıkaya, aynı zamanda büyük bir açık hava tapınağının merkezi sayılır.
7. Denizli

Kar beyazı travertenleri ile ünlü Pamukkale, Denizli kentinde konumlanır. Ege‘de yapacağınız bir tatil sırasında, Pamukkale‘yi günübirlik olarak gezebileceğiniz harika bir yer olarak listenize ekleyebilirsiniz.
Pamukkale’de, kar gibi beyaz travertenleri izleyebilir, Hierapolis Antik Kenti‘ni gezebilir ve Apollon Tapınağı’nın sütunları ile dolu Antik Havuz‘da (Kleopatra Havuzu) yüzebilirsiniz.
Travertenlerin bu eşsiz görüntüsü Pamukkale‘yi, 2025 yılında Türkiye’de gezilecek en önemli yerlerden biri yapıyor. Ancak bu yoğun ilginin, doğal oluşuma zarar verdiğini de eklememiz gerek.
Travertenler malesef her geçen gün cazibesini yitiriyor, bu sebeple hala karbeyaz bir renge sahipken Denizli’ye gidip Pamukkale’yi bir an önce görmek gerek.
8. Mardin

Mardin’in tarihinde Babil, Asur, Pers, Bizans, Roma, Selçuklu ve Osmanlı gibi birbirinden farklı medeniyetlerin izleri var. Bu sayede kiliseleri, manastırları, camileri ve özellikle Mardin Evleri ile ziyaretçisine ömür boyu unutulmayacak bir kültürel deneyim yaşatıyor.
Mardin dünya üzerinde tamamı sit alanı olan birkaç şehirden biridir. Farklı etnik guruplara, geleneklere, mezheplere ev sahipliği yapmış bu kadim şehir, farklı kültürleri yaşatan efsaneleri ile de ilgi çekicidir. Dilden dile anlatılarak günümüze kadar gelen Şahmeran Efsanesi‘nin geçtiği yer de Mardin’dir.
Mardin sokaklarında bir gezinti, Avrupa‘nın iyi korunmuş Orta Çağ şehirlerini andırıyor. Ancak bunu binlerce yıllık tarihinden aldığı, melez kültür ile harmanlıyor. Bu sebeple Mardin‘in dünyada bir eşinin olmadığını söylesek, kesinlikle abartmış olmayız.
Deyrulzafaran Manastırı, Mardin’de, Süryanilerin inşa ettiği çok özel bir tarihi yapıdır. Özellikle Hristiyan turistler için çok önemli bir ziyaret noktasıdır. Ayrıca Zinciriye (Sultan İsa) Medresesi, Kırklar Kilisesi, Dara Örenyeri, Surur Hanı gibi eserler Mardin şehrini Türkiye’de gezilecek tarihi şehirler arasında yer almasını sağlayan diğer zenginliklerdir.
Mardin, farklı dinlerden insanların bir arada yaşadığı çok özel bir şehirdir. Farklı inançlara ve geleneklere sahip insanların bir arada barış içinde yaşadığı Mardin kenti, bu zenginliği ile tüm dünyada saygı uyandırır.
9. Antakya

Binlerce yıllık tarihi ve doğal güzellikleri ile Antakya, üst satırlarda bahsettiğimiz Mardin gibi çok kültürlü ve zengin bir coğrafyadır. Bu kültür çeşitliliği sayesinde Antakya, farklı kültürlerin harmanından oluşan muhteşem Hatay Mutfağı‘na sahiptir. Ayrıca Antakya’yı Dünya çapında bir tarihi-turistik şehir yapan şeylerden biri, Dünyanın En Büyük Mozaik Müzeleri arasındaki Antakya Mozaik Müzesi‘dir.
Asi Nehri‘nin kıyısında bulunan St Pierre Kilisesi, yazımızda geçen Meryem Ana Kilisesi gibi Hristiyanların Hac Yolu üzerinde bulunur. Tarihin önemli Hristiyanlık merkezlerinden olan Antakya, Hristiyan Dünyasının Beş Piskoposluk Merkezi‘nden (Bkz: Pentarchy) biridir. Bu beş merkezden diğerleri ise Roma, İstanbul, Kudüs, İskenderiye’dir.
Hatay’da Mozaik Müzesi ve St. Pierre Kilisesi’nin yanısıra Titüs Tünelleri, St. Simon Manastırı, Uzun Çarşı, Payas Kalesi, Musa Ağacı, Habib-i Neccar Camii gibi tarihi yerleri ve eserleri görmeniz tavsiye edilir.
Mitolojik Daphne Efsanesi
Hatay’da gezilecek yerler arasında kendine has bir öyküsü olan yerler çoktur. Bunlardan Yayladağı ilçesinde bulunan, Harbiye‘yi görmeniz önerilir. Mitolojik anlatılara göre; Apollon ile birlikte olmak istemeyen güzel bir kız toprak anaya yalvarır ve toprak onu bir Defne ağacına dönüştürür. Yeryüzünden silinen Defne’nin (Daphne) gözyaşları bu gün Harbiye Şelaleleri‘nde akmaktadır.
Titüs Tünelleri
Titüs Tünelleri’nin de hikayesine değinmeden geçmeyelim. Roma İmparatorluğu döneminde önemli kentlerden biri olan Hatay, sellerin sebep olduğu doğal felaketler ile yüz yüze kalır. Bunun üzerinde İmparator Vespasianus, kenti koruma altına almak için nehrin akış yönünü değiştiren kanallar yapılmasını emreder. Roma Lejyonları, denizciler, taş ustaları ve hatta hapishanedeki mahkumlar bile burada çalışmaya gönderilir.
Roma mimarisinin etkileyici kalıntıları olan bu tüneller, günümüzde kurumuş haldedir. Ancak halen görülmesi gereken mimari eserlerdendir. Tüm bu tarihsel zenginliği göz önüne alınca, Antakya’yı Türkiye’de görülecek tarihi şehirler listenize mutlaka eklemelisiniz.
10. Bursa

Bursa‘nın, Türk tarihinde çoğumuzun bildiğinden daha büyük bir önemi var. Osmanlı‘nın bir beylikten, devlete evrildiği şehir olan Bursa, elbette yoğun bir Osmanlı mirasına sahip. Ancak kültürel hayatımıza dair bildiğimiz Karagöz-Hacivat gibi bir oyunun da burada doğduğunu vurgulamak gerek.
Bursa şehri ayrıca Osmanlı’nın Orta Asya’dan gelen Selçuklu mimarisinden sıyrılıp, kendine özgü bir mimari tarzı ortaya koymaya başladığı ilk yer.
Burada Evliya Çelebi’nin, “Bursa’nın Ayasofya’sı” olarak tanımladığı Ulu Cami en önemli tarihi yapılardan biri olarak görülebilir. Çini kaplamaları ile ünlü Yeşil Cami de Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerindendir.
Emir Sultan Camii ve Külliyesi, Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri, Kozahan ve Bursa Kalesi, Bursa’da görülecek tarihi yapılar arasında yer alır. Buna ek olarak Uludağ‘ın varlığı ve İstanbul’a yakınlığı, Bursa’yı Türkiye’nin kış turizminde en üst sıralara taşır.
Bursa’nın Türk Mutfağı‘na en büyük armağanı olan İskender‘i de tatmadan geçmemek gerek. Bursa’ya gidenlerin aklının bir köşesinde, Türkiye’nin en iyi dönerini yemek fikrinin olduğuna eminim.
Ayrıca Bursa‘nın çok eski dönemlerden beri Anadolu coğrafyasının ipek üretim merkezi olduğunu çoğumuz biliyoruz. Bursa bu özelliği ile mefruşat anlamında Türkiye’de alışveriş yapılacak başlıca şehirlerden biridir.
11. Edirne

Roma ve Bizans döneminde “Adrianople” adını taşıyan Edirne, coğrafi konumu açısından çok önemli bir kenttir. Anadolu coğrafyasının Trakya üzerinden Avrupa‘ya açılan kapısı olan Edirne, Osmanlılar tarafından fethedilince direkt başkent olarak ilan edilmiş. Bursa‘dan sonraki başkent olan Edirne, bu unvanı daha sonra İstanbul‘a kaptırmış.
Edirne’de yer alan önemli Osmanlı eserleri: Eski Cami, Üç Şerefeli Cami, Muradiye Camii, İkinci Beyazıt Külliyesi, ve Mimar Sinan’ın meşhur Selimiye Camii‘dir.
Eski bir kent olan Edirne’de Hristiyanlara ait kiliseler ve Musevilere ait tarihi sinagoglar da bulunur. Eski Rum ve Türk ailelerden kalan evlerin yer aldığı Karaağaç Mahallesi de geçmiş zamanlarda “Küçük Paris” olarak bilinirmiş.
Edirne’de Kırkpınar Güreşleri için her yıl eğlenceli bir festival ile düzenleniyor. Edirne’yi gezme planlarınızı, Kırkpınar Şenlikleri zamanına denk getirip çok daha güzel vakit geçirebilirsiniz.
Edirne yakınlarında az bilinen ancak çok eğlenceli “Kakava Şenlikleri” de düzenleniyor. Birçok kültürde ve inanışta olduğu gibi baharı kutlamaya yönelik olan bu festival, Romanların nehirde arınma ve dileklerini suya atma gibi geleneksel ritüellerini yaşatıyor.
12. Safranbolu

Safranbolu, geleneksel Türk toplum yaşamanın izlerini taşıyan tarihi bir kent. Bir açık hava müzesi niteliğinde olan Safranbolu’dan; Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi medeniyetler gelip geçmiş.
Günümüzde Safranbolu‘yu önemli turistik merkezlerden biri yapan şey, Osmanlı dönemi Türk mimarisinin izlerini en güzel şekilde yansıtması. Safranbolu’nun tarihi evleri, arnavut kaldırımları ve Türk-Osmanlı kültürünü yansıtan sokakları, sizi bir film setinde gibi hissettiriyor.
Safranbolu, tüm bu özellikleriyle, 2025 yılında Türkiye’de gezilecek tarihi şehirler listesinde ön sıralarda geliyor.
Türkiye’de gezilecek tarihi şehirler by Serhat Engül
Leave a Reply